SARIĞIBURMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SARIĞIBURMA harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli SARIĞIBURMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BAĞIM16,
ISRAR (Kelime Kökeni: Arapça iṣrār)
-
Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma
Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim. - Fikret Otyam
Ata Sözleri ve Deyimler
- ısrar etmek
IRAMA
- Iramak işi
MIRRA (Kelime Kökeni: Arapça mirra)
- Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve
SARMA
-
Sarmak işi
Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner
- Saran, içine alan şey, zarf
- Çevirme
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek
- Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk
-
Sarılarak yapılan
Sarma yay.
Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması
AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)
-
Genellikle tahıl saklanan yer
Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar
- Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
-
Geminin yük koymaya ayrılmış yeri
Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge
Buğday ambarımız Konya.
-
Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek
Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy
- Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık
Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı
BASAR (Kelime Kökeni: Arapça baṣar)
- Göz
- İleriyi görme, algılama yetisi
- Merdivenin ayakla basılan yüzeyi
MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)
- Dize
SIRMA
-
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay
-
Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel
- Rütbe gösteren şerit
Birleşik Kelimeler: sırma saç
SAMUR (Kelime Kökeni: Arapça semmūr)
- Sansargillerden, Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibellina)
- Bu hayvanın postundan yapılan
Birleşik Kelimeler: samur kaşlı, samur kürk, su samuru
SARIM
- Sarma işi
- Bir şeyi bir kez saracak miktar
- Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası
BURSA
- Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
BURMA
-
Burmak işi
Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Sarığıburma
- Burularak yapılmış altın bilezik
-
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar
- Hadım etme, iğdiş etme
- Musluk
- Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim
- Kuru incir
Birleşik Kelimeler: sarığıburma
BASMA
-
Basmak işi
Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık. - Ayla Kutlu
- Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua
- İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun
-
Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş
O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim. - Memduh Şevket Esendal
-
Bu kumaştan yapılan
Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti. - Peyami Safa
- Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
- Basılmış, matbu
- Gübre, tezek
Birleşik Kelimeler: basmahane, basma kalıbı, basmakalıp, basmayazı, akbasma, albasma, emme basma tulumba, para basma, taban basma, deniz basması, kırk basması, taş basması
BASUR (Kelime Kökeni: Arapça bāsūr)
- Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
Birleşik Kelimeler: basur memesi, basur otu
MISIR (Kelime Kökeni: Arapça miṣr)
- Buğdaygillerden, gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 metre olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays)
- Bu bitkinin koçan üzerindeki taneli ürünü
- Bu ürünün taneleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- mısır patlatmak
Birleşik Kelimeler: mısır ekmeği, mısır kalburu, mısır özü, mısır püskülü, mısırtavuğu, mısır unu, mısır yağı, süt mısır, cin mısırı
- `Duymayan kalmadı` anlamındaki Mısır'daki sağır sultan bile duydu atasözünde geçen bir söz