SARPA ile Oluşan Kelimeler (SARPA Kelime Türetme)
SARPA harflerinden oluşan 22 kelime bulunuyor. SARPA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sarpa kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
PARSA10,
4 Harfli Kelimeler
ASAP9, PARS9, SAPA9, SARP9, ARPA8, ARAP8, PARA8, ARSA5, ASAR5, SARA5
3 Harfli Kelimeler
PAS8, SAP8, ARP7, RAP7, ASA4, ARA3
2 Harfli Kelimeler
AS3, AR2, RA2
AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)
-
100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.
-
Utanma, utanç duyma
Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
- Argon elementinin simgesi
RA
- Radyum elementinin simgesi
ARA
- İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
- İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
-
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım. - Elif Şafak
-
İç
Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler. - Necati Cumalı
- Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
- Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
- Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- arada çıkarmak
- arada kalmak
- arada kaynamak
- aradan çekilmek
- aradan çıkarmak
- aradan çıkmak
- aradan kaldırmak
- aradan sıyrılmak
- araları limoni olmak
- aralarına kara kedi girmek
- aralarında dağlar kadar fark olmak
- aralarındaki buzları eritmek
- aralarından kara kedi geçmek
- aralarından su sızmamak
- araları şekerrenk (veya serin) olmak
- arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
- arası geçmeden
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arasına (veya aralarına) karışmak
- arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
- arasını (veya aralarını) bulmak
- arası olmamak
- arası soğumak
- ara vermeden
- ara vermek
- araya (veya aralarına) soğukluk girmek
- araya almak
- araya girmek
- araya gitmek
- araya kaynayıp gitmek
- araya koymak
- araya vermek
- arayı açmak
- arayı soğutmak
- arayı yapmak
Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)
- Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
- İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
Birleşik Kelimeler: mareşallik asası
ARSA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarṣa)
- Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer
Birleşik Kelimeler: arsa payı
ASAR (Kelime Kökeni: Arapça ās̱ār)
- Eserler
Birleşik Kelimeler: asarıatika
- Yüzyıllar
SARA (Kelime Kökeni: Arapça ṣarʿa)
-
Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi
Nefesi kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
ARP
- Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli, telli çalgı
RAP
- Ayakların yürürken çıkardığı ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- rap diye
Birleşik Kelimeler: rap rap
ARPA
-
Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)
Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay
- Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri
- Rüşvet
Ata Sözleri ve Deyimler
- arpa eken buğday biçmez
- arpa ektim, darı çıktı
- arpa samanıyla, kömür dumanıyla
- arpası çok gelmek
- arpa unundan kadayıf olmaz
- arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa
ARAP
- Fotoğrafın negatifi
- Fellah
Ata Sözleri ve Deyimler
- arap gibi olmak
- arap olayım
- Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
- Koyu esmer
Ata Sözleri ve Deyimler
- Arap'ın yalellisi gibi
- Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)
Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı
PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)
-
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam
-
Kazanç
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
- Kuruşun kırkta biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- para akmak
- para basmak
- para bozmak
- para çekmek
- para çıkarmak
- para çıkışmamak
- paradan çıkmak
- para dökmek (veya akıtmak)
- para dönmek
- para etmek
- para etmemek
- para getirmek
- para ile değil
- para ile değil, sıra ile
- para kesmek
- para kırmak
- paranın üstü
- paranın yüzü sıcaktır
- para parayı çeker
- para peşin, kırmızı meşin
- para saçmak
- para saymak
- parasını çekmek
- parasını çıkarmak
- parasını sokağa atmak
- parasını yemek
- parasıyla rezil olmak
- para sızdırmak (veya koparmak)
- para tutmak
- paraya çevirmek
- paraya kıymak
- paraya para (veya pul) dememek
- para yapmak
- paraya sıkışmak
- para yatırmak
- para yedirmek
- para yemek
- parayı araya değil, paraya vermeli
- parayı basmak (veya bastırmak)
- parayı denize atmak
- parayı veren düdüğü çalar
Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası
PAS
-
Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı. - Lâtife Tekin
- Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
- Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
- Demir veya demir alaşımlarının aşınması sonunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten meydana gelen aşınma türü
-
Bar (IV)
Hastanın dilindeki pas.
Ata Sözleri ve Deyimler
- pas açmak
- pas tutmak
Birleşik Kelimeler: pas mantarı, pas rengi, akpas, bodur pas, kir pas, bakır pası, buğday pası, demir pası
- Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi
- Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- pas almak
- pas atmak (veya vermek)
- pas geçmek
- pas vermemek
Birleşik Kelimeler: sektirme pas, tek pas, ara pası, duvar pası
SAP
- Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
-
Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak
Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.
-
Bir aracı tutmaya yarayan bölüm
Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik
Bir sap tire. İki sap ibrişim.
- Kabza
-
Demet durumundaki ekinler
Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis
- Erkek
Ata Sözleri ve Deyimler
- sap çekmek
- sap derken saman demek
- sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
- sap gibi
- sapına kadar
- sapla samanı karıştırmak
- sap yiyip saman sıçmak
Birleşik Kelimeler: sapı silik, kök sap, yapışıcı sap, sap sapa, çiçek sapı