Sarma ile Başlayan Kelimeler

SARMA ile başlayan 13 kelime bulunuyor. Başında SARMA olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sarma kelimesinin anlamı nedir? İçinde sarma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SARMAŞIKGİLLER24

11 Harfli Kelimeler

SARMALANMAK14

10 Harfli Kelimeler

SARMALANMA13, SARMALAMAK13

9 Harfli Kelimeler

SARMAŞMAK15, SARMALAMA12

8 Harfli Kelimeler

SARMAŞIK14, SARMAŞMA14, SARMAŞAN13

6 Harfli Kelimeler

SARMAN8, SARMAL8, SARMAK8

5 Harfli Kelimeler

SARMA7

SARMA

[isim]

  • Sarmak işi

    Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner

  • Saran, içine alan şey, zarf

[askerlik]

  • Çevirme
  • Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek

[madencilik]

  • Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk

[sıfat]

  • Sarılarak yapılan

    Sarma yay.

Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması

SARMAN

[sıfat]

  • Azman, iri

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sarı tüylü kedi

SARMAL

[sıfat]

[fizik]

  • Dolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen, helisel, helezonlu, helezoni

[mecaz]

  • İçinden çıkılmaz (durum)

Birleşik Kelimeler: sarmal metot, sarmal yöntem

SARMAK

[-i]

  • Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
  • Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek

    Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler - Halit Fahri Ozansoy

  • Dolayında yer almak
  • Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak

    Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. - Necati Cumalı

  • Örtmek

    Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran - Enis Behiç Koryürek

  • Kucaklamak
  • Yumak yapmak

    İpliği sarmak.

  • Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak
  • Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek

    Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

    Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor. - Tarık Buğra

[-e]

  • Sarılıp tırmanmak

    Asma çardağı sardı.

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak

    Kitabı kâğıda sarmak.

  • Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak
  • Saldırmak, hücum etmek

    Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek

[mecaz]

  • Sözle saldırmak, tedirgin etmek

    Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

[mecaz]

  • Hoşuna gitmek, zevkini okşamak

    Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarıp sarmalamak

SARMALAMA

[isim]

  • Sarmalamak işi

SARMALANMA

[isim]

  • Sarmalanmak işi

SARMALAMAK

[-i]

  • Sıkı sıkı sarmak

SARMAŞAN

[sıfat]

[bitki bilimi]

  • Sarılgan

SARMALANMAK

[nesnesiz]

  • Sarmalama işine konu olmak veya sarmalama işi yapılmak

SARMAŞIK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki (Hedera helix)

    Rüzgârın balkon sarmaşıklarında ıslıklar çaldığı bir akşamdı. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: çit sarmaşığı, deniz sarmaşığı, duvar sarmaşığı, Japon sarmaşığı, kuzu sarmaşığı, orman sarmaşığı, yer sarmaşığı

SARMAŞMA

[isim]

  • Sarmaşmak işi

SARMAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Birbirine sarılmak, kucaklaşmak

Birleşik Kelimeler: sarmaş dolaş

SARMAŞIKGİLLER

[isim]

[bitki bilimi]

  • Örnek bitkisi sarmaşık olan, iki çeneklilerden bir bitki familyası