SARKAÇSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SARKAÇSIZ harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli SARKAÇSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARSIZ10, SIRÇA10, SIKÇA10, SIZAK10, SARIZ10, SAÇIK10, SAKIZ10, ZARSI10, ARIZA9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇASAR9, ÇAKIR9, KIRAÇ9, SARAÇ9, SAÇAK9, SAZAK9, ARKAÇ8, ÇARKA8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, KISSA8, KRAÇA8, KISAS8, KAÇAR8, SISKA8, SAKSI8, KASIR7, SARIK7, SARAK6, SAKAR6

SARAK

[isim]

[mimarlık]

  • Yapı yüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz silme

SAKAR

[isim]

  • Bazı hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke, küçük akıtma

[sıfat]

  • Sık sık küçük, önemsiz kazalar yapan (kimse)

    Orada ne babamın sakar hareketlerinden ne annemin çehresindeki hüznünden haberim olurdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sakar meke, sakar otu

KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)

[isim]

[eskimiş]

  • Köşk

    Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit

SARIK

[isim]

  • Sarılarak meydana getirilen başlık

    O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi. - Tarık Buğra

  • Kavuk, fes gibi bazı başlıkların üzerine sarılan tülbent, şal vb

ARKAÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağıl
  • Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer

ÇARKA

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı ordusunda öncü görevi

ÇAKAR

[isim]

[denizcilik]

  • Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
  • Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı

    Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı.

ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları

KISSA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣṣa)

[isim]

[eskimiş]

  • Ders çıkarılması gereken anlatı, olay

    Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: kıssadan hisse

KRAÇA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • İstavrit balığının küçüğü

KISAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣāṣ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

    Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısas etmek

Birleşik Kelimeler: kısasa kısas

[isim]

[eskimiş]

  • Kıssalar, hikâyeler, öyküler

KAÇAR

[sıfat]

  • Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

    Bu evler kaçar odalı?

    Her birinden kaçar tane aldınız?

SISKA

[sıfat]

  • Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık

    Bodrum katında kalan sıska oğlanın salonunun tam üstüne denk düşüyordu odası. - Elif Şafak

[eskimiş]

  • Karın boşluğuna su dolmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıska olmak
  • sıskası çıkmak

SAKSI

[isim]

  • Pişmiş toprak, plastik vb.nden yapılan, çiçek yetiştirmekte kullanılan kap

    Yaz kış yeşil, bir saksı ıtır pencerede. - Ahmet Muhip Dranas

[argo]

  • Baş, kafa

Birleşik Kelimeler: saksıgüzeli, saksı toprağı

ARIZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriża)

[isim]

  • Aksama, aksaklık, bozulma

[coğrafya]

  • Engebe

[müzik]

  • Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arıza yapmak