SARFİYAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SARFİYAT harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli SARFİYAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SAYFA14, FİYAT13, RAFYA13, TAYFA13, YAFTA13, FRİSA12, FASİT12, FATSA12, İSRAF12, İFSAT12, SAFRA12, SAFİR12, İFRAT11, İFTAR11, RAFİT11, TARAF11, TARİF11, TAFRA11, AYSAR8, SARAY8, ARİYA7, ASTAR6, RASAT6, SARAT6, SATİR6, TASAR6, ATARİ5

ATARİ

[isim]

  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

SATİR (Kelime Kökeni: Fransızca satire)

[isim]

[edebiyat]

  • Yergi

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[denizcilik]

  • Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

AYSAR

[sıfat]

  • Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
  • Değişken huylu, kararsız (kimse)

SARAY (Kelime Kökeni: Farsça serāy)

[isim]

  • Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı

    Sarayın içine girmiş olanlar bir bir süngülendiler. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı

    Emniyet Sarayı. Spor ve Sergi Sarayı.

[mecaz]

  • Görkemli ve gösterişli yapı

    Bu ev bir saray.

[eskimiş]

  • Devlet başkanı ve çevresi

    Saraydan çağrılmış.

Birleşik Kelimeler: saray çiçeği, saray konut, saray lokması, saray menekşesi, saraypatı, kervansaray, adalet sarayı, belediye sarayı, kitap sarayı, kültür sarayı, satış sarayı

[isim]

  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri
  • Van iline bağlı ilçelerden biri

İFRAT (Kelime Kökeni: Arapça ifrāṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı

    İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrata kaçmak
  • ifrata vardırmak

Birleşik Kelimeler: ifrat derecede, ifrat tefrit

İFTAR (Kelime Kökeni: Arapça ifṭār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Oruç açma, oruç bozma
  • İftar vakti
  • Ramazanda akşam yemeği

    İftara çağırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iftar etmek

Birleşik Kelimeler: iftar sofrası, iftar tabağı, iftar topu, iftar vakti, iftar yemeği, iftar zamanı

RAFİT (Kelime Kökeni: Fransızca raphide)

[isim]

[biyoloji]

  • Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde

TARAF (Kelime Kökeni: Arapça ṭaraf)

[isim]

  • Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri

    Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak. - Elif Şafak

  • Yön, yan, doğrultu

    Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Yöre, yer

    Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. - Haldun Taner

  • İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri

    Karşı tarafın adamları.

  • Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi

    Evine görücü gelecek kız tarafı strese girerdi. - Üstün Dökmen

  • Bir şeyin belli bölümü, kısmı

    Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taraf (veya tarafını) tutmak
  • tarafa olmak (veya çıkmak)
  • taraf çıkmak (veya olmak)
  • taraf gözetmek

Birleşik Kelimeler: alt tarafı, baba tarafı, üst tarafı

TARİF (Kelime Kökeni: Arapça taʿrīf)

[isim]

  • Tanım

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

  • Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme
  • Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarife gelmemek
  • tarif etmek

Birleşik Kelimeler: tarifname, harfitarif

TAFRA (Kelime Kökeni: Arapça ṭafre)

[isim]

  • Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma

    Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tafra satmak

Birleşik Kelimeler: afra tafra