SAPTANMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SAPTANMAK harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli SAPTANMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAPSAM12, SAPMAK12, KAPAMA11, MATKAP11, PASATA11, PANAMA11, TAPMAK11, KAPTAN10, AKASMA8, AKSAMA8, MAKSAT8, SATMAK8, SANMAK8, ATANMA7, ATAMAN7, ATAMAK7, AKSATA7, ASTANA7, KANAMA7, KATMAN7, KANAAT6, KANATA6, KATANA6

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)

[isim]

  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
  • Kanma, inanma

    Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

  • Kanış, kanı, inanç, düşünce

    Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat

KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)

[isim]

  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi

ATANMA

[isim]

  • Atanmak işi, tayin edilme

Birleşik Kelimeler: açıktan atanma, asaleten atanma, vekâleten atanma

ATAMAN

[isim]

[eskimiş]

  • Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan

ATAMAK

[-e]

[-i]

  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak

AKSATA (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ + iʿṭāʾ)

[isim]

  • Alışveriş

    Şarap satacağım, ben aksatama bakarım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

KANAMA

[isim]

  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması

KATMAN

[isim]

  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka

[jeoloji]

  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka

[toplum bilimi]

  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman

AKASMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

AKSAMA

[isim]

  • Aksamak işi

    Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde. - Yusuf Ziya Ortaç

MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)

[isim]

  • İstenilen şey, amaç, gaye, erek

    Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maksat gütmek
  • maksat hasıl olmak
  • maksat muhabbet olsun

SATMAK

[-i]

  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak

[mecaz]

  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek

[mecaz]

  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek

[argo]

  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar

SANMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

  • Gibi gelmek, farz etmek

    Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı. - Peyami Safa

  • Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

    Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: varsanı

KAPTAN (Kelime Kökeni: İtalyanca capitan)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli

    Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum. - Halikarnas Balıkçısı

[spor]

  • Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse
  • Kaptan pilot
  • Yolcu otobüsü sürücüsü

[tarih]

  • Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe

    Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: kaptanıderya, kaptan köprüsü, kaptan köşkü, kaptan paşa, kaptanpaşakuzusu, kaptan pilot, ikinci kaptan, kılavuz kaptan, uzak yol kaptanı