SAPLI ile Oluşan Kelimeler (SAPLI Kelime Türetme)

SAPLI harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. SAPLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Saplı kelimesinin anlamı nedir? Saplı ile biten kelimeler. İçinde saplı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

PASLI11, SAPLI11

4 Harfli Kelimeler

SIPA10, SLAP9, ASIL6, SALI6, SILA6

3 Harfli Kelimeler

PAS8, SAP8, ALP7, LAP7, PAL7, ASI5, SAL4

2 Harfli Kelimeler

AS3, AL2, LA2

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

SAL

[isim]

  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim]

[halk ağzında]

  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane

ASI

[isim]

  • Asma işi
  • Afiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)

ASIL (Kelime Kökeni: Arapça aṣl)

[isim]

  • Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı

    Bir belgenin aslı.

  • Kök, köken, kaynak

    Yazının aslı resimdir.

  • Gerçeklik

    Bu haberin aslı yok.

  • Soy, nesep

    İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Gerçek, esas

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit

[sıfat]

  • Bir şeyin temelini oluşturan, ana

[sıfat]

  • Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan

    Asıl sanat budur.

[sıfat]

  • Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı

    Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı.

[zarf]

  • (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıl azmaz, bal kokmaz
  • aslı çıkmak
  • aslına bakarsan

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asıl sayılar, aslı astarı, aslı faslı, aslı nesli

SALI

[isim]

  • Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

    Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu. - Haldun Taner

SILA (Kelime Kökeni: Arapça ṣila)

[isim]

  • Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma
  • Gurbetteki bir kimse için doğup büyüdüğü ve özlediği yer

    Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıla etmek
  • sılaya gitmek

Birleşik Kelimeler: sıla hastalığı, sıla özlemi, sıla sıygası, sılayırahim, daüssıla

ALP

[sıfat]

  • Yiğit, kahraman

Birleşik Kelimeler: alperen, alpyıldızı

LAP

[isim]

  • Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan ses

    Hamur lap diye yere düştü.

Birleşik Kelimeler: lap lap

PAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins güvercin

PAS

[isim]

  • Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde

    Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı. - Lâtife Tekin

  • Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
  • Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı

[kimya]

  • Demir veya demir alaşımlarının aşınması sonunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten meydana gelen aşınma türü

[tıp]

  • Bar (IV)

    Hastanın dilindeki pas.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pas açmak
  • pas tutmak

Birleşik Kelimeler: pas mantarı, pas rengi, akpas, bodur pas, kir pas, bakır pası, buğday pası, demir pası

[isim]

  • Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi

[ünlem]

  • Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pas almak
  • pas atmak (veya vermek)
  • pas geçmek
  • pas vermemek

Birleşik Kelimeler: sektirme pas, tek pas, ara pası, duvar pası

SAP

[isim]

  • Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
  • Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak

    Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.

  • Bir aracı tutmaya yarayan bölüm

    Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik

    Bir sap tire. İki sap ibrişim.

  • Kabza

[halk ağzında]

  • Demet durumundaki ekinler

    Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis

[argo]

  • Erkek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sap çekmek
  • sap derken saman demek
  • sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
  • sap gibi
  • sapına kadar
  • sapla samanı karıştırmak
  • sap yiyip saman sıçmak

Birleşik Kelimeler: sapı silik, kök sap, yapışıcı sap, sap sapa, çiçek sapı

SLAP (Kelime Kökeni: İngilizce slab)

[isim]

  • Büyük yassı levha

SIPA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Eşek yavrusu
  • Çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz

    Sıpanın aklı karıştı. - Muzaffer İzgü

Birleşik Kelimeler: eşek sıpası