Sap ile Başlayan Kelimeler

SAP ile başlayan 56 kelime bulunuyor. Başında SAP olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sap kelimesinin anlamı nedir? Sap ile biten kelimeler. İçinde sap olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

SAPTANIMCILIK25

12 Harfli Kelimeler

SAPTIRICILIK24

11 Harfli Kelimeler

SAPLANTISIZ22, SAPOTGİLLER21, SAPIKLAŞMAK21, SAPTIRILMAK19

10 Harfli Kelimeler

SAPASAĞLAM24, SAPIKLAŞMA20, SAPTIRILMA18, SAPLANTILI17

9 Harfli Kelimeler

SAPTAYICI21, SAPTIRICI20, SAPKINLIK16, SAPTIRMAK16, SAPTANMAK15, SAPLANMAK15

8 Harfli Kelimeler

SAPROFİT20, SAPLAYIŞ19, SAPTAYIŞ19, SAPLANIŞ17, SAPTANIŞ17, SAPIKLIK15, SAPILMAK15, SAPITMAK15, SAPTANIM15, SAPTIRMA15, SAPAKLIK14, SAPLAMAK14, SAPLANMA14, SAPLANTI14, SAPTAMAK14, SAPTANMA14

7 Harfli Kelimeler

SAPITIŞ17, SAPIKÇA16, SAPANCA15, SAPILMA14, SAPITMA14, SAPSARI14, SAPLAMA13, SAPTAMA13, SAPARNA12, SAPARTA12

6 Harfli Kelimeler

SAPSIZ16, SAPINÇ15, SAPÇIK15, SAPMAK12, SAPKIN12

5 Harfli Kelimeler

SAP14, SAPMA11, SAPLI11, SAPKI11, SAPIK11, SAPAN10, SAPAK10

4 Harfli Kelimeler

SAPA9

3 Harfli Kelimeler

SAP8

SAP

[isim]

  • Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
  • Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak

    Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.

  • Bir aracı tutmaya yarayan bölüm

    Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik

    Bir sap tire. İki sap ibrişim.

  • Kabza

[halk ağzında]

  • Demet durumundaki ekinler

    Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis

[argo]

  • Erkek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sap çekmek
  • sap derken saman demek
  • sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
  • sap gibi
  • sapına kadar
  • sapla samanı karıştırmak
  • sap yiyip saman sıçmak

Birleşik Kelimeler: sapı silik, kök sap, yapışıcı sap, sap sapa, çiçek sapı

SAPA

[sıfat]

  • Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış

    Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

  • Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan

    Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[mecaz]

  • Düzgün olmayan, yolundan sapmış

    Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor. - Tomris Uyar

SAPAN

[isim]

  • İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı

    Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor. - Tarık Buğra

  • Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin arasına da geniş bir meşin parçası bağlı bulunan çataldan oluşan araç, kuş lastiği

    Cebine sakız gibi kuru üzümü doldurdun mu elde sapan, incir kuşu avına çıkarsın. - Attila İlhan

  • Kaldırılacak bir şeyin üzerine geçirmek için halattan yapılan çember

[teknik]

  • Makarayı bir yere bağlamak için tablaların çevresine geçirilen halat veya demir kuşaklar

Birleşik Kelimeler: kar sapanı

SAPAK

[isim]

  • Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası
  • Akarsuyun kollara ayrıldığı yer

[sıfat]

  • Sapaklığı olan

SAPMA

[isim]

  • Sapmak işi

[fizik]

  • Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı

[fizik]

  • Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonra giriş doğrultusu arasında oluşturduğu açı

[dil bilgisi]

  • Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi

Birleşik Kelimeler: sapma göstergesi, sapma koşulu, açısal sapma

SAPLI

[sıfat]

  • Sapı olan

    İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler. - Ömer Seyfettin

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük kepçe

[zarf]

  • Saplanmış olarak

    Bıçak karpuza saplı duruyor.

Birleşik Kelimeler: saplı meşe, kök saplı

SAPKI

[isim]

  • Bir görevin ve özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir yön alması

SAPIK

[sıfat]

  • Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal

    Sapık düşünce.

  • Delice davranışları olan, meczup

Birleşik Kelimeler: cinsel sapık, telefon sapığı

SAPARNA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan, zambakgillerden, yeşilimsi çiçekli, dikenli ve tırmanıcı, çok yıllık bir bitki (Smilax)

SAPARTA (Kelime Kökeni: İtalyanca sabordo)

[isim]

  • Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık
  • Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi

[mecaz]

  • Paylama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saparta (veya sapartayı) yemek
  • sapartayı vermek

SAPMAK

[-e]

  • Yön değiştirmek

    Evvela kuşların bulunduğu tarafa saptım. - Ahmet Haşim

[-den]

  • Önceden belirlenmiş, tespit edilmiş görüş, düşünüş, amaç veya davranıştan ayrılmak

    Amacından saptı.

[mecaz]

  • Doğruluktan ayrılmak

SAPKIN

[sıfat]

  • Doğru yoldan ayrılmış olan
  • Sapkıya uğramış olan

Birleşik Kelimeler: sapkın kaya

SAPLAMA

[isim]

  • Saplamak işi
  • İç içe geçen veya başka bir parça üzerine eklenen parçaların bağlantısı için kullanılan, türlü kalınlık ve uzunlukta, bir yanı yivli, yuvarlak metal kama

[teknik]

  • Bir menteşenin iki oynak parçasını birleştirmeye yarayan küçük, ince metal mil

SAPTAMA

[isim]

  • Saptamak işi, tespit

    Bazı açıklamalar ve saptamaları şimdi yapmanın zorunlu olduğu anlaşılıyor. - Aydın Boysan

[sinema]

  • Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi

SAPAKLIK

[isim]

  • Belli bir ölçüye, belli kurala uymama durumu

[ruh bilimi]

  • Hastalık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu, anomali