SANTİMETRELİK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
SANTİMETRELİK harflerini içeren 7 harfli 174 kelime bulunuyor. 7 harfli SANTİMETRELİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ASİMİLE9,
ANTETLİ
- Başlıklı
ATLETİK (Kelime Kökeni: Fransızca athlétique)
- Vücudu gelişmiş, biçimli, atlet gibi
-
Atletleri ilgilendiren
Atletik oyunlar.
AKTİNİT (Kelime Kökeni: Fransızca actinite)
- Aktinyum, toryum, protaktinyum, tulyum, plütonyum, amerikyum, küriyum ve berkelyum radyoaktif elementlerinin ortak adı
ENTRİKA (Kelime Kökeni: Fransızca intrigue)
-
Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, desise, hile, dek (II)
Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- entrika çevirmek
- entrikaya kurban gitmek
ERİNLİK
- Erin olma durumu, büluğ
EKLENTİ
-
Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça
Ondan öğrendiklerim, onun ufku, onun kadar olmasa da birkaç önemli eklenti dışında, bugün de tümüyle geçerlidir. - Reha Mağden
İNTİKAL (Kelime Kökeni: Arapça intiḳāl)
- Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
-
Anlama, kavrama
Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı. - Haldun Taner
- Miras olarak babadan çocuğuna kalma
- Öteleme
- Geçişim
Ata Sözleri ve Deyimler
- intikal etmek
Birleşik Kelimeler: veraset ve intikal vergisi
İKTİRAN (Kelime Kökeni: Arapça iḳtirān)
- Yaklaşma
- Bir yere ulaşma, erişme
Ata Sözleri ve Deyimler
- iktiran etmek
İLETKEN
- Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
- Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)
Birleşik Kelimeler: iletken damarlar, yarı iletken
KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)
-
Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı
Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi
Birleşik Kelimeler: basklarnet
KANTİTE (Kelime Kökeni: Fransızca quantité)
- Nicelik
KENETLİ
- Kenedi olan
-
Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan
İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin
- Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış
Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli
KERATİN (Kelime Kökeni: Fransızca kératine)
- Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde
LATERİT (Kelime Kökeni: Fransızca latérite)
- Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı veya kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak
NİTELİK
-
Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet
Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş. - Attila İlhan
- Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite
- Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet