SANSÜRLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SANSÜRLENMEK harflerini içeren 6 harfli 35 kelime bulunuyor. 6 harfli SANSÜRLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SÜSMEK11, SÜNMEK10, SÜRMEK10, SANSÜR10, KÜREME9, RESSAM9, SESLEM9, SERSEM9, ÜNLEME9, ÜREMEK9, ESASEN8, KERMES8, MESLEK8, MESKEN8, MESELA8, MESANE8, RESMEN8, SERMEK8, SEKANS8, SENSEN8, SEKSEN8, SEKMEN8, SEKLEM8, ELEMAN7, KANSER7, KERMEN7, KEMANE7, MANKEN7, MEALEN7, NESREN7, NESNEL7, REKLAM7, ARKEEN6, ALENEN6, NAKLEN6

ARKEEN (Kelime Kökeni: Fransızca archéen)

[isim]

[jeoloji]

  • Kambriyumlardan önce oluşan en eski yer katı

ALENEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenen)

[zarf]

  • Açıkça

    Zevcesinden aldığı yüz kızartıcı mektuplar alenen nasıl okunur ve neler anlatılır? - Necip Fazıl Kısakürek

NAKLEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳlen)

[zarf]

  • Nakil yoluyla, aktarılarak

Birleşik Kelimeler: naklen yayın

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)

[isim]

  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir toplulukta çalışan insanların her biri

    Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı

KANSER (Kelime Kökeni: Fransızca cancer)

[isim]

[tıp]

  • Bir organ veya dokudaki hücrelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasına bağlı olarak yakın dokulara yayılmasıyla veya uzak dokulara sıçramasıyla beliren hastalık, amansız hastalık, incitmebeni, dokunmabana

    Doktorlar, kendisinde ilerlemiş bir kanser bulmuşlardır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: kanser bilimi, kan kanseri

KERMEN

[isim]

[tarih]

  • Kale

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

MANKEN (Kelime Kökeni: Fransızca mannequin)

[isim]

  • Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model
  • Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya hayvan örneği
  • Terzilerin, giysi denemek, sergilemek için kullandıkları insan vücudu biçimindeki tahta, mukavva vb. kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manken gibi

Birleşik Kelimeler: konu mankeni

MEALEN (Kelime Kökeni: Arapça meʾālen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Anlamca

    Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu

NESREN (Kelime Kökeni: Arapça nes̱ren)

[zarf]

[eskimiş]

  • Nesir olarak, düzyazı olarak

NESNEL

[sıfat]

  • Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı

[mecaz]

  • Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, objektif

[felsefe]

  • Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif

REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)

[isim]

  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

  • Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam

ESASEN (Kelime Kökeni: Arapça esāsen)

[zarf]

  • Başından, temelinden, kökeninden
  • Zaten

    Esasen bende kabahat ki sizin gibi dönek insanlarla yola çıkmışım. - Osman Cemal Kaygılı

  • Nasıl olsa, gene

    Esasen Mediha Hanım gelmese şimdi de hastayı yalnız bırakamayacaktım. - Halide Edip Adıvar

  • Aslında

    Esasen evvelce de söylediğimiz gibi dilenmek şiddetle memnu idi. - Asaf Halet Çelebi

KERMES (Kelime Kökeni: Fransızca kermesse)

[isim]

  • Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı
  • Küçük şehirlerde bayram veya panayır günlerinde yapılan eğlenceli toplantı

MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)

[isim]

  • Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş

    Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu

  • Uğraş

[felsefe]

  • Öğreti

[felsefe]

  • Dizge

[eskimiş]

  • Çığır, okul, ekol

    Edebî meslekler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
  • meslek edinmek

Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek