SANDIKÇILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SANDIKÇILIK harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli SANDIKÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DANSÇI13, DALINÇ12, AÇKILI11, ÇIKKIN11, ÇAKILI11, ILIKÇA11, KISKAÇ11, KILÇIK11, KASINÇ11, ALINDI10, ÇINLAK10, DANSLI10, KAKINÇ10, KAÇKIN10, KAÇLIK10, KALÇIN10, SANDIK10, ASKILI9, SIKLIK9, SIKKIN9, ANILIK8, KINALI8, SAKLIK8

ANILIK

[isim]

  • İçine hatıraların yazıldığı defter, hatıra defteri

[sıfat]

  • Anı özelliği taşıyan

KINALI

[sıfat]

  • Kına ile boyanmış olan
  • Kınanın renginde veya kızıl renkte olan

    Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Yapıncak(II)

Birleşik Kelimeler: kınalı bamya, kınalı keklik, kınalı kuzu, kınalı yapıncak, geçmişi kınalı, ölüsü kınalı

SAKLIK

[isim]

  • Uyanıklık

ASKILI

[sıfat]

  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak

SIKLIK

[isim]

  • Sık olma durumu
  • Sıkça geçme, kullanımı sık olma

[fizik]

  • Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

Birleşik Kelimeler: kelime sıklığı

SIKKIN

[sıfat]

  • Çok sıkılmış
  • Sıkıntılı, bungun

Birleşik Kelimeler: sıkkın bıkkın, canı sıkkın

ALINDI

[isim]

  • Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz

ÇINLAK

[sıfat]

  • Çınlaması, yankısı çok olan (yer)

DANSLI

[sıfat]

  • Dans edilen

    Bizim bakanlığın danslı bir yemeği var, tek kişilik bir davetiye verdiler. - Çetin Altan

KAKINÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Öfke, kızgınlık

KAÇKIN

[isim]

  • Bir yerden veya bir işten kaçmış kimse

    Doktor kaçkını nice manyaklar içinde, narsist kompleksine müptela olanlar sandığınızdan çoktur. - Haldun Taner

  • İnsanlardan uzak duran, insan içine çıkmak istemeyen kimse

Birleşik Kelimeler: dayak kaçkını, hapishane kaçkını, mezar kaçkını, orman kaçkını, tımarhane kaçkını

KAÇLIK

[sıfat]

  • Bir nesnenin sayıca ne kadar olduğunu soran söz

    Kaçlık paket istersiniz?

KALÇIN (Kelime Kökeni: İtalyanca calzino)

[isim]

  • Üstüne başka bir şey giyilmek için abadan veya meşinden yapılan çizme biçiminde ayak giysisi

SANDIK (Kelime Kökeni: Arapça ṣandūḳ)

[isim]

  • İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası

    Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık. - Yusuf Atılgan

  • Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap
  • Bir kurumda para alınıp verilen yer

    Mal sandığı. Sandık emini.

  • Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş

    Emekli Sandığı.

  • Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti
  • Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim
  • Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu

[eskimiş]

  • Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sandığa gitmek
  • sandığa gömmek
  • sandık başına gitmek
  • sandık düzmek
  • sandıktaki sırtında, ambardaki karnında
  • sandıktan çıkmak

Birleşik Kelimeler: sandık balığı, sandık başkanı, sandık çevresi, sandık emini, sandık eşyası, sandık gözlemcisi, sandık kurulu, sandık lekesi, sandık müşahidi, sandık odası, sandık sepet, sepet sandık, boyacı sandığı, mal sandığı, oy sandığı, seçim sandığı, yardım sandığı

AÇKILI

[sıfat]

  • Açkı yapılmış, perdahlanmış, perdahlı