SAMİMİYET Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SAMİMİYET harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli SAMİMİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Samimiyet ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Samimiyet olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EMAY7, MAYİ7, SİYA7, SAYE7, YEİS7, AYET6, AMME6, ESMA6, ESİM6, EMMİ6, İSİM6, İMAM6, MEST6, SİMA6, SAMİ6, SEMA6, SEMT6, YETİ6, ASİT5, AMİT5, İTME5, MİAT5, META5, SİTE5, TEMA5

ASİT (Kelime Kökeni: Fransızca acide)

[isim]

[kimya]

  • Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

Birleşik Kelimeler: asit alkol, asit borik, asit fenik, asit katalizör, asitölçer, amino asit, asetik asit, borik asit, bromhidrik asit, formik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, karbonik asit, klor hidrik asit, klorik asit, laktik asit, margarik asit, nitrik asit, nükleik asit, oksalik asit, oleik asit, palmitik asit, pikrik asit, salisilik asit, silisik asit, sitrik asit, sülfürik asit, tartarik asit, ürik asit, karınca asidi, kuzukulağı asidi, limon asidi, süt asidi

AMİT (Kelime Kökeni: Fransızca amide)

[isim]

[kimya]

  • Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı

İTME

[isim]

  • İtmek işi

    Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: öz itme

MİAT (Kelime Kökeni: Arapça mīʿād)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin yapılması için tanınan süre
  • Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi

    Asker ayakkabısının miadı altı aydır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • miadı dolmak
  • miadı gelmek

META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)

[isim]

  • Mal, ticaret malı

[ticaret]

  • Sermaye

    Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)

[isim]

  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi

[eskimiş]

  • Şehir
  • Kentlerde, belirli bir merkezden yönetilen, genellikle güvenliği sağlanmış toplu yerleşim merkezi

[tarih]

  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet

[bilişim]

  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi

TEMA (Kelime Kökeni: İtalyanca tema)

[isim]

  • Asıl konu, temel motif, ana konu

    Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. Tablonun teması.

[edebiyat]

  • Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tem, ana konu

[müzik]

  • Bir besteyi oluşturan temel motif, ana konu

AYET (Kelime Kökeni: Arapça āyet)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri

    Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu. - Ömer Seyfettin

AMME (Kelime Kökeni: Arapça ʿāmme)

[isim]

  • Kamu

Birleşik Kelimeler: amme davası, amme efkârı, amme hukuku, amme idaresi, amme menfaati

ESMA (Kelime Kökeni: Arapça esmāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmayı üstüne sıçratmak

Birleşik Kelimeler: esmayıhüsna, esmayışerife

ESİM

[isim]

[halk ağzında]

  • Yelin esişi

EMMİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamm)

[isim]

[halk ağzında]

  • Amca

    Bir kız bana emmi, dedi, n'eyleyim. - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emmim dayım kesem, elimi soksam yesem

Birleşik Kelimeler: emmi kızı, emmi oğlu

İSİM (Kelime Kökeni: Arapça ism)

[isim]

  • Ad (I)

[mecaz]

  • Kişi, insan

    Biz eskidikçe yaşlarımız yirmiden yirmi bire, yirmi birden yirmi ikiye bastıkça yeni yüzler, yeni isimler katılıyor aramıza. - Yusuf Ziya Ortaç

[dil bilgisi]

  • Ad (I)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isim koymak (veya takmak veya koymak)
  • isim yapmak
  • ismi (bile) olmamak
  • ismi çıkmak
  • ismi geçmek
  • ismi gibi bilmek
  • ismi lazım değil
  • ismini bağışlamak
  • ismini cismini almak
  • ismini cismini bilmemek
  • ismini vermek
  • ismi var cismi yok

Birleşik Kelimeler: isim babası, isim cümlesi, isim çekimi, isim durumu, isim gövdesi, isim hakkı, isim hâli, isim kökü, isim tabanı, isim tamlaması, isimden türeme isim, isimden türeme fiil, ismiyle müsemma, birleşik isim, cins isim, fiilden türeme isim, özel isim, somut isim, soyut isim, takma isim, türemiş isim, yalın isim, aile ismi, kod ismi, soy ismi, topluluk ismi

İMAM (Kelime Kökeni: Arapça imām)

[isim]

  • Cemaate namaz kıldıran kimse
  • Müslümanlıkta mezhep kuran kimse
  • Hz. Muhammed'den sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelere verilen unvan
  • Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı
  • En önde bulunan kimse, önder

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
  • imamın abdest suyu gibi
  • imam osurursa cemaat sıçar

Birleşik Kelimeler: imambayıldı, imamevi, imamkayığı, imam nikâhı, imamsuyu, başimam, köy imamı, mahalle imamı

MEST (Kelime Kökeni: Farsça mest)

[sıfat]

  • Sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mest etmek
  • mest olmak

Birleşik Kelimeler: sermest

[isim]

  • Üzerine mesh edilebilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak bir ayakkabı türü