SAMANYOLU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SAMANYOLU harflerini içeren 5 harfli 48 kelime bulunuyor. 5 harfli SAMANYOLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
OYLUM10,
ANLAM
- Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör
- Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- anlam çıkarmak
- anlamına gelmek
- anlam vermek
Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda
ASLAN
- Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir tür memeli, arslan
- Gürbüz, cesur ve yiğit adam
Ata Sözleri ve Deyimler
- aslan gibi
- aslanım!
- aslanın ağzında olmak
- aslan kesilmek
- aslan kocayınca sıçan deliği gözetir
- aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir
- aslan postunda, gönül dostunda
- aslan yatağından belli olur
Birleşik Kelimeler: aslanağzı, aslankulağı, aslankuyruğu, aslan payı, aslanpençesi, aslansütü, aslan yürekli, dağ aslanı, denizaslanı, gemi aslanı, Yeni Dünya aslanı
- Zodyak üzerinde Yengeç ile Başak arasında yer alan takımyıldızın adı
ALMAN (Kelime Kökeni: Fransızca allemand)
- Cermen soyundan olan halk
- Bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Alman gümüşü, Alman papatyası, Almansever, Alman usulü
SANAL
- Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahminî
- Negatif bir sayı üzerinde alınan ve ikinci kuvvetten bir kök taşıyan cebirsel anlatım
Birleşik Kelimeler: sanal kart, sanal reklam, sanal sayı, sanal sohbet
ALYAN (Kelime Kökeni: İngilizce allen)
- Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet
Birleşik Kelimeler: alyan anahtarı
MANAS
- Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)
MASAL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)
-
Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür
Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı
-
Boşuna söylenmiş söz
Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- masal gibi
- masal okumak (veya anlatmak)
Birleşik Kelimeler: masal âlemi, kocakarı masalı, kurt masalı, peri masalı
NAMLU (Kelime Kökeni: Farsça nāmlū)
- Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
- Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü
ONAMA
-
Onamak işi, uygun bulma, tasvip
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ve özel herhangi bir işle görevlendirilemez. - Anayasa
SAMAN
- Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları
Ata Sözleri ve Deyimler
- saman altından su yürütmek
- saman gibi
Birleşik Kelimeler: saman alevi, saman kâğıdı, samankapan, saman nezlesi, saman rengi, saman sarısı, Samanuğrusu, Samanyolu
SALON (Kelime Kökeni: Fransızca salon)
-
Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda
Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü. - Peyami Safa
-
Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer
Düğün salonu. Konferans salonu.
-
Dükkân, mağaza
Çay salonu. Berber salonu.
Birleşik Kelimeler: salon adamı, salon bitkileri, salon çamı, salon çiçeği, salon kadını, bekleme salonu, berber salonu, bilardo salonu, dans salonu, dinleme salonu, dinlenme salonu, düğün salonu, güzellik salonu, kabul salonu, lostra salonu, merasim salonu, misafir salonu, model salonu, müzik salonu, oyun salonu, sergi salonu, sinema salonu, şeref salonu, toplantı salonu, yemek salonu, yolcu salonu
SALMA
- Salmak işi
-
Pirinçle pişirilen bir yemek türü
Midye salması.
- Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
- Bazı yerel giysilerde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
- Kuşların üretilmesine ayrılan oda
-
Başıboş gezen (hayvan)
Salma sığır.
- Sürekli akan (su)
- Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri
Ata Sözleri ve Deyimler
- salma gezmek (veya dolaşmak)
- salma salmak
Birleşik Kelimeler: salma omurga, salma tomruk
SANMA
- Sanmak işi, zannetme, zanneyleme
SALAM (Kelime Kökeni: İtalyanca salame)
- Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek
Birleşik Kelimeler: Macar salamı
SAUNA (Kelime Kökeni: Fransızca sauna)
- Kuru buhar banyosu
-
Bu banyonun bulunduğu yer
Şu anda yapabileceğim tek şey buradan çıkar çıkmaz bir saunaya gitmek. - Selçuk Erez