Salı ile Başlayan Kelimeler

SALI ile başlayan 17 kelime bulunuyor. Başında SALI olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Salı kelimesinin anlamı nedir? Salı ile biten kelimeler. İçinde salı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

SALIVERİLMEK21

11 Harfli Kelimeler

SALINCAKSIZ21, SALIVERİLME20

10 Harfli Kelimeler

SALIPAZARI20, SALIVERMEK19, SALINCAKÇI19, SALINCAKLI16

9 Harfli Kelimeler

SALIVERME18, SALINTILI13

8 Harfli Kelimeler

SALINCAK13, SALINMAK11

7 Harfli Kelimeler

SALINIŞ13, SALINIM11, SALINMA10, SALINTI10

5 Harfli Kelimeler

SALIK7

4 Harfli Kelimeler

SALI6

SALI

[isim]

  • Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

    Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu. - Haldun Taner

SALIK

[isim]

  • Tavsiye
  • Olmuş veya olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salık vermek

Birleşik Kelimeler: alık salık

SALINMA

[isim]

  • Salınmak işi

    Belki de bu, çıkıp salınması beklenen bir sevgiliye söylenmiş iştiyaklı bir yalvarıştır. - Samiha Ayverdi

SALINTI

[isim]

  • Salınma işi

SALINMAK

[nesnesiz]

  • Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek

    Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor. - Sait Faik Abasıyanık

[-e]

  • Salma işine konu olmak

    İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. - Memduh Şevket Esendal

SALINIM

[isim]

  • Salınma işi

[fizik]

  • Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks

SALINTILI

[sıfat]

  • Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen

    Salıntılı bir ev.

  • Yürüyüşünde iki yana salınan

SALINCAK

[isim]

  • İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı

    Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız. - Tarık Dursun K.

  • Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak

Birleşik Kelimeler: beşik salıncak, kayık salıncak

SALINIŞ

[isim]

  • Salınma işi

SALINCAKLI

[sıfat]

  • Salıncak gibi sallanmaya yarar biçimde olan, salıncağı olan

    Salıncaklı koltuk.

    Salıncaklı çocuk bahçesi.

SALIVERME

[isim]

  • Salıvermek işi

SALIVERMEK

[-i]

  • Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak

    Siz onları ben gelene kadar salıvermeyin lütfen, dedi. - Ayşe Kulin

  • Altına etmek

SALINCAKÇI

[isim]

  • Eğlence yerlerinde salıncak çalıştıran kimse

    Salıncakçının oğlu herkese göz kulak oluyordu. - Tarık Dursun K.

SALIVERİLME

[isim]

  • Salıverilmek işi

    Bu ürpertici mekândan dışarı salıverilmesini de dostluk gösterisinin bir devamı olarak yorumlamıştı. - İhsan Oktay Anar

SALIPAZARI

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri