SALÇA ile Oluşan Kelimeler (SALÇA Kelime Türetme)

SALÇA harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. SALÇA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Salça kelimesinin anlamı nedir? Salça ile başlayan kelimeler. İçinde salça olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SALÇA9

4 Harfli Kelimeler

ASAL5, ASLA5, SALA5

3 Harfli Kelimeler

SAÇ7, ÇAL6, ASA4, SAL4, ALA3

2 Harfli Kelimeler

5, AS3, AL2, LA2

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

ÂLÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)

[sıfat]

  • İyi, pekiyi, daniska

    Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı

[sıfat]

  • Karışık renkli, çok renkli, alaca

    Ala kilim eskimiş.

[isim]

  • Alabalık

[halk ağzında]

  • Açık kestane renginde olan, ela (göz)

[isim]

[halk ağzında]

  • Kekliğin boynundaki siyah halka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz

Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)

[isim]

  • Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek

[eskimiş]

  • İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa

Birleşik Kelimeler: mareşallik asası

SAL

[isim]

  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim]

[halk ağzında]

  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane

ASAL

[sıfat]

  • Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi

Birleşik Kelimeler: asal gazlar, asal sayı

ASLA (Kelime Kökeni: Arapça aṣlā)

[zarf]

  • Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, katiyen

    Kimseye faydası olmayıp da yalnız kendi nefsine ayırdığın servet, asla makbul değildir. - Ahmet Kabaklı

  • Sakın, zinhar

SALA (Kelime Kökeni: Arapça ṣalā)

[isim]

  • 343 sela

[sıfat]

  • Yemek yemesi gereken, tok karşıtı

    Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk

  • Yiyecek bulamayan

    Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Gözü doymaz, haris

    Ne aç adam!

[mecaz]

  • Çok istekli, hevesli

    Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu

[zarf]

  • Karnı doymamış olarak

    Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acından kimse ölmemiş
  • acından ölmek
  • aç açık kalmak
  • aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
  • aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
  • aç at yol almaz, aç it av almaz
  • aç ayı oynamaz
  • aç bırakmak
  • aç doymam, tok acıkmam sanır
  • aç doyurmak
  • aç elini kora sokar
  • aç esner, âşık gerinir
  • aç gezmektense tok ölmek yeğdir
  • açın gözü ekmek teknesinde olur
  • açın imanı olmaz
  • açın karnı doyar, gözü doymaz
  • açın koynunda ekmek durmaz
  • açın kursağına çörek dayanmaz
  • açın uykusu gelmez
  • aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
  • aç ile eceli gelen söyleşir
  • aç kalmak
  • aç köpek fırın deler
  • aç kurt aslana saldırır
  • aç kurt gibi
  • aç kurt yavrusunu yer
  • aç ne yemez, tok ne demez
  • aç susuz kalmak
  • aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
  • aç, yanından kaç

Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç

ÇAL

[isim]

[halk ağzında]

  • Taşlık yer, çıplak tepe

[isim]

  • Denizli iline bağlı ilçelerden biri

SAÇ

[isim]

  • Baş derisini kaplayan kıllar

    Kendisini son kez gördüğümde babamın saçları nasıl beyazsa ilk kez gördüğümde de bembeyazdı. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saç ağartmak
  • saçı (veya saçları) değirmende ağartmamak
  • saçı başı ağarmak
  • saçı başı birbirine karışmak
  • saçı bitmedik (veya bitmemiş) (yetim)
  • saçına ak (veya kır) düşmek
  • saçına başına bakmadan
  • saçına kar yağmak
  • saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün
  • saçını başını yolmak
  • saçını süpürge etmek
  • saçı sakalı akar gibi
  • saçı topuklarını dövmek
  • saçı uzun aklı kısa
  • saçları iki türlü olmak
  • saç saça baş başa
  • saç saça baş başa gelmek (veya dövüşmek)
  • saç sakal ağartmak
  • saç sakal birbirine karışmak

Birleşik Kelimeler: saçkıran, saç kremi, saç örgüsü, sırma saç, takma saç, arapsaçı, cinsaçı, şeytansaçı

SALÇA (Kelime Kökeni: İtalyanca salsa)

[isim]

  • Yemeklere lezzet ve renk katmak için konulan domates veya biber ezmesi

    Biber salçası. domates salçası.

  • Domates, baharat vb. şeylerle yapılan, çoğunlukla et yemeklerine katılan sos

Birleşik Kelimeler: biber salçası, domates salçası