SALGI ile Oluşan Kelimeler (SALGI Kelime Türetme)

SALGI harflerinden oluşan 11 kelime bulunuyor. SALGI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Salgı kelimesinin anlamı nedir? Salgı ile başlayan kelimeler. İçinde salgı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SALGI11

4 Harfli Kelimeler

ALGI9, ASIL6, SALI6, SILA6

3 Harfli Kelimeler

ALG7, ASI5, SAL4

2 Harfli Kelimeler

AS3, AL2, LA2

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

SAL

[isim]

  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim]

[halk ağzında]

  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane

ASI

[isim]

  • Asma işi
  • Afiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)

ASIL (Kelime Kökeni: Arapça aṣl)

[isim]

  • Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı

    Bir belgenin aslı.

  • Kök, köken, kaynak

    Yazının aslı resimdir.

  • Gerçeklik

    Bu haberin aslı yok.

  • Soy, nesep

    İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Gerçek, esas

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit

[sıfat]

  • Bir şeyin temelini oluşturan, ana

[sıfat]

  • Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan

    Asıl sanat budur.

[sıfat]

  • Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı

    Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı.

[zarf]

  • (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıl azmaz, bal kokmaz
  • aslı çıkmak
  • aslına bakarsan

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asıl sayılar, aslı astarı, aslı faslı, aslı nesli

SALI

[isim]

  • Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

    Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu. - Haldun Taner

SILA (Kelime Kökeni: Arapça ṣila)

[isim]

  • Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma
  • Gurbetteki bir kimse için doğup büyüdüğü ve özlediği yer

    Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıla etmek
  • sılaya gitmek

Birleşik Kelimeler: sıla hastalığı, sıla özlemi, sıla sıygası, sılayırahim, daüssıla

ALG (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Su yosunu

ALGI

[isim]

[ruh bilimi]

  • Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak

    Bakmak için algılarımız yeter, görmek içinse salim bir kafa, ayıklık, şuur gereklidir. - İsmet Özel

[isim]

[halk ağzında]

  • Kazanç, alacak
  • Rüşvet

[ekonomi]

  • Vergi

Birleşik Kelimeler: tam algı

[isim]

[halk ağzında]

  • Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık

Birleşik Kelimeler: algı bıçağı

SALGI

[isim]

[biyoloji]

  • Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz

    Tükürük bir salgıdır.

[gök bilimi]

  • Güneş'ten dışarı doğru madde fırlaması

Birleşik Kelimeler: iç salgı