SALEPGİLLER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
SALEPGİLLER harflerini içeren 4 harfli 58 kelime bulunuyor. 4 harfli SALEPGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GASP13,
ALİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿalīl)
-
Hastalıklı, sakat
Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir. - Burhan Felek
AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)
-
Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik
Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin
-
Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü
Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet
- Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü
- Eş, karı
- Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
- Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya
Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile
ERİL
- Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker
ELLİ
- Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 50 ve L rakamlarının adı
- Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık
Birleşik Kelimeler: ellibir, elli binlik
-
Eli olan
Bu kocaman elli, muhteşem babadan bile korkmuyordu. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: açık elli, ağırelli, it elli, kadife elli
İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)
-
Eğreti, ödünç
Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa
- Eğreti verme, ödünç verme
İLLE
- İlla
Birleşik Kelimeler: ille velakin
İLLA (Kelime Kökeni: Arapça illā)
-
Ne olursa olsun, hangi şartta olursa olsun, her hâlde, ille, illaki
İlla seni evine kadar geçireceğim diye ayak diriyor. - Haldun Taner
- Hele, özellikle
LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)
-
Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik
Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay
-
Bazı ülkelerin para birimi
Mısır lirası. Suriye lirası.
- Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira
Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira
LALE (Kelime Kökeni: Farsça lāle)
- Zambakgillerden, yaprakları uzun ve sivri, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi (Tulipa gesneriana)
- Meyve koparmak için ucuna üçlü veya dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık
- Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka
Birleşik Kelimeler: lale ağacı, denizlaleleri, Acem lalesi, dağ lalesi, İstanbul lalesi, Manisa lalesi, Muş lalesi, Osmanlı lalesi
REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)
- Gerçek
ASİL (Kelime Kökeni: Arapça aṣīl)
-
Soylu
Kaybettiğimiz bu asil adamın bizimle beraber çalışmasına hakikaten imkân yokmuş. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Yüce duygularla yapılan
Asil bir davranış.
Birleşik Kelimeler: asilzade
ASLİ (Kelime Kökeni: Arapça aṣlī)
-
Birincil
Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. - Anayasa
- Temel olarak alınan, birincil
-
Asıl olan
Kurumun asli üyeleri.
Birleşik Kelimeler: asli düşünce, asli maaş, asli nüsha
ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)
- Çağdaş
ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)
-
Tutsak
Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar
- Köle
-
Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse
Onun güzelliğinin esiri oldular.
Ata Sözleri ve Deyimler
- esir almak
- esir düşmek
- esir etmek
- esir olmak
- esir yatmak
Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı
- Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
- Hava
ESER (Kelime Kökeni: Arapça es̱er)
-
Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Yayın, kitap, yapıt
Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
İz, işaret, im
Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu. - Ayşe Kulin
-
Soyut kavramlarda belirti
Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik? - Azra Erhat
Ata Sözleri ve Deyimler
- eser kalmamak
Birleşik Kelimeler: eser miktarda, esericedit, başeser, edebî eser, neveser, şaheser, tarihî eser, yazma eser, sanat eseri, saz eseri, tesadüf eseri, eski eserler