SALABET Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
SALABET harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli SALABET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ABES7,
ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)
- Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek
ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)
- Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
- Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç
- Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
-
Maşa
Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- alet etmek
- alet işler, el övünür
- alet olmak
Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti
LATA (Kelime Kökeni: İtalyanca latta)
- Dar ve kalınca tahta
-
Osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir üstlük türü
Latasının kollarını geçirerek kapıya doğru yürüdü. - Peyami Safa
TELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tela)
- Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez
ASAL
- Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi
Birleşik Kelimeler: asal gazlar, asal sayı
ASLA (Kelime Kökeni: Arapça aṣlā)
-
Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, katiyen
Kimseye faydası olmayıp da yalnız kendi nefsine ayırdığın servet, asla makbul değildir. - Ahmet Kabaklı
- Sakın, zinhar
SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)
-
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat
-
Vakit, zaman
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
Yemek saati.
Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
Kolundaki krome saate göz attı. - Refik Halit Karay
-
Sayaç
Elektrik saati. Su saati.
Ata Sözleri ve Deyimler
- saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
- saat bu saat
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saati çalmak
- saati saatine uymamak
- saat on bir buçuğu çalmak
- saat tutmak
Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri
SELA (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāʾ)
-
Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua
Su selası, gündüz, vakitli vakitsiz verilirdi. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- sela vermek (veya okumak)
SALA (Kelime Kökeni: Arapça ṣalā)
- 343 sela
SALT
-
İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak
Çelişkileri salt geleneklerin, törenin, eğitimin bir sonucu saymışızdır. - Adalet Ağaoğlu
- İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı
-
Yalnızca
Sanat adına konuşmakta kendinde hak gören, her konuştuğunu da salt doğrudur diye karşısındakine kabullendirmek isteyen kimseler sardı etrafımızı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: salt çoğunluk, salt değer, salt nem, salt sıcaklık, salt sıfır
TASA
-
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam(I)
Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar. - Falih Rıfkı Atay
- Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu
Ata Sözleri ve Deyimler
- tasa çekmek
- tasa etmek
- tasasına düşmek
- tasası sana mı düştü?
ABAT (Kelime Kökeni: Farsça ābād)
- Bayındır
- Şen, rahat
Ata Sözleri ve Deyimler
- abat etmek (veya eylemek)
- abat olmak
ABLA
- Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi
-
Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın
Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas
-
Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II)
Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım. - Memduh Şevket Esendal
- Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz
Birleşik Kelimeler: gelin abla
BALE (Kelime Kökeni: Fransızca ballet)
-
Belli hafif figürlere, adım atışlara, çoğunlukla sahne düzenine ve müziğe dayalı gösteri türü
Nizamlı bir hareketler sisteminin ne olduğunu anlamak için bir baleyi seyretmelisiniz. - Mehmet Kaplan
BALÂ
- Ankara iline bağlı ilçelerden biri
- Yavru, çocuk