Sal ile Başlayan 9 Harfli Kelimeler
SAL harfleri ile başlayan 9 harfli 20 kelime bulunuyor. Başında SAL olan 9 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "sal ile biten 9 harfli kelimeler. İçinde Sal olan 9 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
SALYANGOZ20,
SALLANMAK
-
Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak
Dişi sallanıyor.
-
Bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip gelmek
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. - Yahya Kemal Beyatlı
- Salıncak, hamak vb.nde kendini sallamak
-
Güçlü bir biçimde sarsılmak, titremek
Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor. - Sait Faik Abasıyanık
- Vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek, oyalanmak, savsaklanmak
- Makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak
SALİSİLİK (Kelime Kökeni: Fransızca salicylique)
- Söğüt kabuğundan çıkarılan antiseptiklerle ilgili olan
Birleşik Kelimeler: salisilik asit
SALİSİLAT (Kelime Kökeni: Fransızca salicylate)
- Salisilik asidin tuzu
-
Salisilik asidin türlü alkollerle ve fenollerle yaptığı ester
Salisilatlar romatizmanın tedavisinde kullanılır.
SALATALIK
-
Hıyar
Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor. - Peyami Safa
-
Salata yapmak için kullanılan
Salatalık domates.
Birleşik Kelimeler: salatalık dolması
SALMASTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca salmastra)
- Halat tellerinden saç gibi örülmüş olan ip
- Özellikle makinelerde birbirine sıkıca değen iki yüzey arasına yerleştirilerek bu yüzeyler arasına su, buhar veya yağların sızmasını önleyen urgan
SALLASIRT
- Ağır bir nesneyi araç kullanmaksızın elle başka bir yere atma veya aktarma
Ata Sözleri ve Deyimler
- sallasırt etmek
SALINTILI
-
Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen
Salıntılı bir ev.
- Yürüyüşünde iki yana salınan
SALLAPATİ
-
Düşünmeden ve saygısızca davranan
Sallapati bir adam.
-
Özensiz, dikkatsiz ve kaba saba yapılmış
Bu entarileri, basma veya patiska gibi adi ve ucuz kumaşlardan, kaba tire ile şıpın işi dikilmiş, iri taş düğmeli, sallapati bir şey sanmayınız. - Refik Halit Karay
-
Düşüncesizce, saygısızca ve patavatsız bir biçimde
Sallapati konuşmak.
SALDIRTMA
- Saldırtmak işi
SALDIRMAK
-
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak
- Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
- Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
-
Etkisiyle eritmek
Asitler madenlere saldırır.
SALÇALAMA
- Salçalamak işi
SALTÇILIK
- Hükümdarın bütün siyasal kudreti elinde bulundurduğu yönetim biçimi, mutlakiyet, mutlakçılık
SALGILAMA
- Salgılamak işi
SALAHİYET (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāḥiyyet)
-
Yetki
Bu cezai salahiyet hangi kanunla tespit edilmiştir, bilmiyorum. - Nazım Hikmet
SALDIRGAN
-
Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz
Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir. - Salâh Birsel