SAKAF ile Oluşan Kelimeler (SAKAF Kelime Türetme)
SAKAF harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. SAKAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sakaf kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
FASKA12,
4 Harfli Kelimeler
FAKS11, SAFA11, AFAK10, KAFA10, KASA5, SAKA5
3 Harfli Kelimeler
FAS10, SAF10, FAK9, ASA4, ASK4, AKS4, KAS4, SAK4, AKA3
2 Harfli Kelimeler
AF8, FA8, AS3, AK2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AKA
- Ağabey
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)
- Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
- İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
Birleşik Kelimeler: mareşallik asası
ASK (Kelime Kökeni: Fransızca asque)
- Asklı mantarlara özgü üreme organı
AKS (Kelime Kökeni: Fransızca axe)
- Dingil
KAS
-
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
Kol kasları. Kalp kası.
Birleşik Kelimeler: kas doku, kas tutukluğu, taraksı kas, delta kası, kalp kası
SAK
- Uyanık, gözü açık, müteyakkız
- Uykusu hafif
Ata Sözleri ve Deyimler
- sak durmak
- sak yatmak
- Sap
KASA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassa)
-
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı. - Sait Faik Abasıyanık
- Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
-
Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
Kasa kim?
- Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
-
Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı. - Attila İlhan
- Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
- Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse
- Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
- Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasayı devretmek
Birleşik Kelimeler: kasa defteri, kasa fişi, kasa sayımı, çelik kasa, kiralık kasa, şifreli kasa, yazar kasa
SAKA (Kelime Kökeni: Arapça saḳḳā)
- Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
- Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- saka beygiri gibi
- Saka kuşu
Birleşik Kelimeler: saka kuşu
- Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık
AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
- Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
-
Görevden çıkarılma
Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
- Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
FAK (Kelime Kökeni: Arapça faḫḫ)
-
Tuzak, kapan
İyi bir fakı olsa yine iş görebilirdi. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- faka basmak
AFAK (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳ)
-
Ufuklar
Garp'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var - Mehmet Akif Ersoy
KAFA (Kelime Kökeni: Arapça ḳafā)
- İnsan başı, ser
- Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü
- Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu
-
Mekanik bir bütünün parçası
Distribütör kafası.
-
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin, bellek
Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet
Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- kafa (veya kafasını) dinlendirmek
- kafa (veya kafasını) karıştırmak
- kafa (veya kafasını) şişirmek
- kafa (veya kafasını) ütülemek
- kafa (veya kafayı) çekmek
- kafa (veya kafayı veya kafasını) dinlemek
- kafa atmak
- kafa bulmak
- kafa cilalamak
- kafa eskitmek
- kafa göz yarmak
- kafa kafaya vermek
- kafa kalmamak
- kafa patlatmak
- kafa sallamak
- kafası (veya kafasına) takılmak
- kafası almamak (veya sarmamak)
- kafası bir dünya
- kafası bozulmak
- kafası bulanmak
- kafası dolmak
- kafası dönmek
- kafası dumanlanmak
- kafası durmak
- kafası düzelmek
- kafası ile oynamak
- kafası işlemek (veya çalışmak)
- kafası karışmak (veya allak bullak olmak)
- kafası kazan (gibi) olmak
- kafası kızmak
- kafasına dank etmek
- kafasına estiği gibi
- kafasına geçirmek
- kafasına girmek
- kafasına girmemek
- kafasına göre
- kafasına koymak
- kafasına sığmamak
- kafasına söz girmemek
- kafasına uymak
- kafasına vura vura
- kafasına vur, ekmeğini elinden al
- kafasına vurmak
- kafasından çıkarmak (veya atmak)
- kafasından geçirmek
- kafasında şimşek çakmak
- kafasında tutmak
- kafasını ezmek
- kafasını işletmek
- kafasını kaldırmak
- kafasını kaldırmamak
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- kafasını kırmak
- kafasını kullanmak
- kafasını kurcalamak
- kafasının bir tahtası eksik (veya noksan) (olmak)
- kafasının dikine gitmek
- kafasının etini yemek
- kafasının kontağı atmak
- kafasını sarmak (veya açmak)
- kafasını sokmak
- kafasını taştan taşa çarpmak (veya vurmak)
- kafasını toplamak
- kafasını tütsülemek
- kafasını uçurmak
- kafasını vurmak
- kafası sarmamak
- kafası sersem sepet (olmak)
- kafası şişmek
- kafası yerinde olmamak
- kafası yerine gelmek
- kafa tutmak
- kafaya almak
- kafaya çıkmak
- kafa yapmak
- kafaya takmak
- kafayı (bir yere) vurmak
- kafayı bulandırmak
- kafayı bulmak
- kafayı çalıştırmak (veya işletmek)
- kafayı değiştirmek
- kafayı tütsülemek (veya dumanlamak)
- kafayı üşütmek
- kafayı yemek
- kafa yok!
- kafa yormak
Birleşik Kelimeler: kafa çıkışı, kafa dengi, kafa sesi, kafa işçisi, kafa kâğıdı, kafa koçanı, kafakol, kafatası, kafası boş, kafası bulutlu, kafası çatlak, kafası dumanlı, kafası iyi, kafası kıyak, kafası kontak, kafası küflü, kafası örümcekli, kafası tembel, kalın kafa, kurukafa, kuru kafa, taş kafa