SAHTİYAN Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SAHTİYAN harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli SAHTİYAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sahtiyan ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Sahtiyan olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SİYAH12, SAYHA12, HAYTA11, HANAY11, HANYA11, HATAY11, HAYAT11, YAHNİ11, HASTA10, HASAT10, İHSAN10, SATHİ10, SAHAN10, HİTAN9, İHATA9, TAHİN9, İSYAN8, YASİN8, TAYİN7, İSNAT6, SANAT6, TASNİ6, ATİNA5

AT

[isim]

  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
  • Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]

  • Astatin elementinin simgesi

İSNAT (Kelime Kökeni: Arapça isnād)

[isim]

  • Bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırma, yükleme, atfetme

[mecaz]

  • Karacılık, iftira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isnat etmek

Birleşik Kelimeler: isnat grubu

SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)

[isim]

  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

  • Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım

    İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir şey yapmada gösterilen ustalık

    Konuşma sanatı.

  • Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü

    Askerlik sanatı.

  • Zanaat

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları

TASNİ (Kelime Kökeni: Arapça taṣnīʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yapma, suni
  • Düzme, uydurma, yakıştırma

[felsefe]

  • Yapıntı

TAYİN (Kelime Kökeni: Arapça taʿyīn)

[isim]

  • Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma

    Yola devam edilmesini tayin için sordu. - Refik Halit Karay

  • Atama

    İstanbul'a tayinimi yaptırdım, hiç mi hiç karışmadılar. - Emine Işınsu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tayin etmek
  • tayini çıkmak

Birleşik Kelimeler: açıktan tayin

İSYAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣyān)

[isim]

  • Başkaldırı

    Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isyan bayrağı (veya bayrağını) açmak (veya çekmek)
  • isyan etmek
  • isyanları oynamak

YASİN (Kelime Kökeni: Arapça yāsin)

[isim]

  • Kur'an surelerinden biri

    Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz. - Ömer Seyfettin

HİTAN (Kelime Kökeni: Arapça ḫitān)

[isim]

[eskimiş]

  • Sünnet etme

İHATA (Kelime Kökeni: Arapça iḥāṭa)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Kuşatma

[mecaz]

  • Kavrayış, anlayış

    Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihata etmek

TAHİN (Kelime Kökeni: Arapça ṭaḥīn)

[isim]

  • Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu

Birleşik Kelimeler: tahin helvası, tahin rengi

HASTA (Kelime Kökeni: Farsça ḫaste)

[sıfat]

  • Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız

    Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Aşırı düşkün, tutkun

    Maç hastası.

[argo]

  • Parasız, züğürt

[teklifsiz konuşmada]

  • Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... hastası (olmak)
  • hasta etmek
  • hasta ol benim için, öleyim senin için
  • hasta olmak (veya düşmek)
  • hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez
  • hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir
  • hastaya döşek sorulmaz

Birleşik Kelimeler: hasta bakıcı, hasta hakları, hasta kâğıdı, hastane, ağır hasta, akıl hastası, kalp hastası, ruh hastası, sinir hastası

HASAT (Kelime Kökeni: Arapça ḥaṣād)

[isim]

  • Ürün kaldırma, ekin biçme işi
  • Bu yolla elde edilen ürün

    Ey vatanın bağrı yanık bucağı / Hani senin bereketli hasadın - Mehmet Emin Yurdakul

İHSAN (Kelime Kökeni: Arapça iḥsān)

[isim]

  • İyilik etme, iyi davranma
  • Bağışlama, bağışta bulunma
  • Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet

    Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu. - Halide Edip Adıvar

  • Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihsan etmek (veya buyurmak)

Birleşik Kelimeler: ihsanıhümayun

SATHİ (Kelime Kökeni: Arapça saṭḥī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yüzeysel

    Sathi bir inceleme.

SAHAN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)

[isim]

  • Derinliği az olan kap

    Büyük bir bakır sahan içinde tarhana çorbası vardı. - Necati Cumalı