SAFTARON Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SAFTARON harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli SAFTARON kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Saftaron ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Saftaron olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AFTOS13, FORSA13, FASON13, SOFRA13, SOFTA13, FATSA12, SAFRA12, TRAFO12, FANTA11, NAFTA11, TARAF11, TAFRA11, SONRA7, SONAT7, SONAR7, ASTAR6, RASAT6, SANAT6, SARAT6, TORNA6, TRANS6, TASAR6

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)

[isim]

  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

  • Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım

    İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir şey yapmada gösterilen ustalık

    Konuşma sanatı.

  • Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü

    Askerlik sanatı.

  • Zanaat

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)

[isim]

  • Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

SONRA

[zarf]

  • Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı

    Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı. - Metin And

  • Daha uzak ve ileri bir yerde

    Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık. - Reşat Nuri Güntekin

  • Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
  • Yoksa, aksi hâlde

    Tembellik etmesin, sonra sınıfta kalır.

[isim]

  • Arkadan gelen bölüm veya zaman

    Bunun sonrası yok. Bu işi sonraya bırakmamalı.

Birleşik Kelimeler: az sonra, milattan sonra, neden sonra, okul sonrası

SONAT (Kelime Kökeni: Fransızca sonate)

[isim]

[müzik]

  • Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri

SONAR (Kelime Kökeni: Fransızca sonar)

[isim]

  • Batmış olan nesnenin, yüzeye yakın balıkların yerini ve durumunu yansılanan ses dalgalarıyla belirleyen sistem
  • Bu sistemden yararlanılarak yapılmış, denizaltılarda kullanılan cihaz

FANTA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi

NAFTA (Kelime Kökeni: İngilizce naphtha)

[isim]

  • Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün

TARAF (Kelime Kökeni: Arapça ṭaraf)

[isim]

  • Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri

    Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak. - Elif Şafak

  • Yön, yan, doğrultu

    Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Yöre, yer

    Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. - Haldun Taner

  • İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri

    Karşı tarafın adamları.

  • Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi

    Evine görücü gelecek kız tarafı strese girerdi. - Üstün Dökmen

  • Bir şeyin belli bölümü, kısmı

    Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taraf (veya tarafını) tutmak
  • tarafa olmak (veya çıkmak)
  • taraf çıkmak (veya olmak)
  • taraf gözetmek

Birleşik Kelimeler: alt tarafı, baba tarafı, üst tarafı

TAFRA (Kelime Kökeni: Arapça ṭafre)

[isim]

  • Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma

    Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tafra satmak

Birleşik Kelimeler: afra tafra

FATSA

[isim]

  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri