SAFSATACILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SAFSATACILIK harflerini içeren 6 harfli 40 kelime bulunuyor. 6 harfli SAFSATACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FISTIK15, ISTIFA15, KAFACA15, FASSAL14, FASILA14, SAFLIK14, ASFALT13, KAFALI13, ASKICI12, FALAKA12, SILACI12, SATICI12, SIKICA12, ACILIK11, ACIKLI11, AKILCI11, ILICAK11, KISACA11, KALICI11, KASACI11, LAKACI10, TAKACI10, CAKALI10, ASILTI9, ASKILI9, ALACAK9, KISTAS9, KASSIL9, ATKILI8, KASALI8, SALTIK8, SAKALI8, TIKALI8, TASALI8, TAKILI8, ASALAK7, ATALIK7, AKSATA7, SALATA7, TASLAK7

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ATALIK

[isim]

  • Ataya yakışır davranış, babalık

AKSATA (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ + iʿṭāʾ)

[isim]

  • Alışveriş

    Şarap satacağım, ben aksatama bakarım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

SALATA (Kelime Kökeni: İtalyanca salata)

[isim]

  • Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek

    İçi çiçekli şimşir kaşıkla salatayı âdeta pilav yer gibi tıkınıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

Birleşik Kelimeler: yeşil salata, Amerikan salatası, bastana salatası, çoban salatası, laf salatası, patates salatası, patlıcan salatası, Rus salatası, turp salatası, yayla salatası

TASLAK

[isim]

  • Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma

    Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde. - Refik Halit Karay

  • Eskiz

[mecaz]

  • Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse

Birleşik Kelimeler: kabataslak

ATKILI

[sıfat]

  • Atkısı olan

KASALI

[sıfat]

  • Kasası olan

SALTIK

[sıfat]

[felsefe]

  • Mutlak

[toplum bilimi]

  • Bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına tam sayılan (bir olgunun niteliği)

SAKALI

[sıfat]

  • Saka hastalığına tutulmuş

    İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu. - Refik Halit Karay

TIKALI

[sıfat]

  • Kapanmış, herhangi bir şeyin geçmesine imkân vermeyen, tıkanmış

Birleşik Kelimeler: kulağı tıkalı

TASALI

[sıfat]

  • Tasası olan, kaygılı, endişeli

    Bulutlu, tasalı gözlerle önüne bakıyordu, fazla bir şey söylemiyordu. - Halide Edip Adıvar

TAKILI

[sıfat]

  • Takılmış, tutturulmuş, asılmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılı kalmak

ASILTI

[isim]

[fizik]

  • Çözünemeyen madde parçacıklarının dibe çökmeden bir sıvı ortamda kalmış durumu, süspansiyon
  • Böyle bir sıvı karışımı, süspansiyon

ASKILI

[sıfat]

  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak

ALACAK

[isim]

  • Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı

    Bütün alacaklarımı topladım.

  • Alınması gerekli şey

    Çarşıdan alacaklarım için bir liste yaptım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alacağım olsun da alakargada olsun
  • alacağına saymak (veya tutmak)
  • alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun)
  • alacağı olmak
  • alacağı olsun!
  • alacak verecekle ödenmez

Birleşik Kelimeler: alacak verecek