SAFRANBOLU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SAFRANBOLU harflerini içeren 5 harfli 39 kelime bulunuyor. 5 harfli SAFRANBOLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AFSUN13, BAFRA13, FORSA13, FARBA13, FASON13, FALSO13, FANUS13, SOFRA13, FULAR12, FLORA12, FAUNA12, SAFRA12, FALAN11, ABOSA9, BORSA9, BURSA9, BASUR9, SUBRA9, SABUR9, SABUN9, BORAN8, BALON8, BASAR8, BARON8, SONLU8, SORUN8, SABAN8, URBAN8, BARAN7, BANAL7, BALAR7, SONRA7, SONAR7, SALUR7, SALON7, SAUNA7, ASLAN6, ONLAR6, SANAL6

ASLAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir tür memeli, arslan

[mecaz]

  • Gürbüz, cesur ve yiğit adam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aslan gibi
  • aslanım!
  • aslanın ağzında olmak
  • aslan kesilmek
  • aslan kocayınca sıçan deliği gözetir
  • aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir
  • aslan postunda, gönül dostunda
  • aslan yatağından belli olur

Birleşik Kelimeler: aslanağzı, aslankulağı, aslankuyruğu, aslan payı, aslanpençesi, aslansütü, aslan yürekli, dağ aslanı, denizaslanı, gemi aslanı, Yeni Dünya aslanı

[isim]

[gök bilimi]

  • Zodyak üzerinde Yengeç ile Başak arasında yer alan takımyıldızın adı

ONLAR

[isim]

[matematik]

  • Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak

[zamir]

  • O şahıs zamirinin çokluk biçimi

SANAL

[sıfat]

  • Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahminî

[matematik]

  • Negatif bir sayı üzerinde alınan ve ikinci kuvvetten bir kök taşıyan cebirsel anlatım

Birleşik Kelimeler: sanal kart, sanal reklam, sanal sayı, sanal sohbet

BARAN (Kelime Kökeni: Farsça bārān)

[isim]

[eskimiş]

  • Yağmur

BANAL (Kelime Kökeni: Fransızca banal)

[sıfat]

  • Herkesçe kullanılan, anlaşılan

[mecaz]

  • Bayağı, sıradan

BALAR (Kelime Kökeni: Farsça bālār)

[isim]

[eskimiş]

  • Pedavra

SONRA

[zarf]

  • Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı

    Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı. - Metin And

  • Daha uzak ve ileri bir yerde

    Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık. - Reşat Nuri Güntekin

  • Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
  • Yoksa, aksi hâlde

    Tembellik etmesin, sonra sınıfta kalır.

[isim]

  • Arkadan gelen bölüm veya zaman

    Bunun sonrası yok. Bu işi sonraya bırakmamalı.

Birleşik Kelimeler: az sonra, milattan sonra, neden sonra, okul sonrası

SONAR (Kelime Kökeni: Fransızca sonar)

[isim]

  • Batmış olan nesnenin, yüzeye yakın balıkların yerini ve durumunu yansılanan ses dalgalarıyla belirleyen sistem
  • Bu sistemden yararlanılarak yapılmış, denizaltılarda kullanılan cihaz

SALUR

[isim]

[tarih]

  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

SALON (Kelime Kökeni: Fransızca salon)

[isim]

  • Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda

    Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü. - Peyami Safa

  • Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer

    Düğün salonu. Konferans salonu.

  • Dükkân, mağaza

    Çay salonu. Berber salonu.

Birleşik Kelimeler: salon adamı, salon bitkileri, salon çamı, salon çiçeği, salon kadını, bekleme salonu, berber salonu, bilardo salonu, dans salonu, dinleme salonu, dinlenme salonu, düğün salonu, güzellik salonu, kabul salonu, lostra salonu, merasim salonu, misafir salonu, model salonu, müzik salonu, oyun salonu, sergi salonu, sinema salonu, şeref salonu, toplantı salonu, yemek salonu, yolcu salonu

SAUNA (Kelime Kökeni: Fransızca sauna)

[isim]

  • Kuru buhar banyosu
  • Bu banyonun bulunduğu yer

    Şu anda yapabileceğim tek şey buradan çıkar çıkmaz bir saunaya gitmek. - Selçuk Erez

BORAN

[isim]

[coğrafya]

  • Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı

    Yazın sık sık boran olur.

BALON (Kelime Kökeni: Fransızca ballon)

[isim]

  • Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç
  • Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılan çocuk oyuncağı

    Hatırlattı bana, bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı - Orhan Veli Kanık

  • Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap
  • Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak

[denizcilik]

  • Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken
  • Aslı olmayan söz, palavra

    Son cereyan (gülümsedi ve tavana doğru bakarak) hesapla kitapla ‘Genç Kalemler’in Selanik'ten salıverdiği balondur. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • balon uçurmak
  • balon yapmak

Birleşik Kelimeler: balon balığı, balon lastik

BASAR (Kelime Kökeni: Arapça baṣar)

[isim]

[eskimiş]

  • Göz

[mecaz]

  • İleriyi görme, algılama yetisi

[isim]

[halk ağzında]

  • Merdivenin ayakla basılan yüzeyi

BARON (Kelime Kökeni: Fransızca baron)

[isim]

  • Batı ülkelerinde vikont ile şövalye arasında soyluluk unvanı

    Tombul yanaklarıyla Türk'ten çok bir Alman baronunu andırır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: din baronu