SADIKANE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SADIKANE harflerini içeren 4 harfli 32 kelime bulunuyor. 4 harfli SADIKANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SIDK8, DANS7, KADI7, SADA7, SADE7, SEDA7, ASIK6, ASKI6, ADAK6, DANK6, DANE6, DANA6, DENK6, EDNA6, ISKA6, KISA6, SANI6, ANIK5, AKIN5, AKSE5, ESNA5, KANI5, KASA5, KASE5, KINA5, SANA5, SAKE5, SAKA5, SENA5, ANKA4, AKNE4, KANA4

ANKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)

[isim]

  • Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka

Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

KANA (Kelime Kökeni: İtalyanca canna)

[isim]

[denizcilik]

  • Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler

ANIK

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ballıbabagillerden, tek yıllık, mavi çiçekli, yemeklere koku vermek için kullanılan bir bitki, dağ reyhanı (Ziziphora)

AKIN

[isim]

  • Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması

    Adayı bir rençper akını doldurmuştu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılan baskın

    Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik - Yahya Kemal Beyatlı

[spor]

  • Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akın etmek

Birleşik Kelimeler: akınkayası, hızlı akın, karşı akın

[isim]

[edebiyat]

  • Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad

AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)

[isim]

[tıp]

  • Hastalık nöbeti, kriz

Birleşik Kelimeler: kalp aksesi

ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)

[isim]

  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak

KANI

[isim]

  • İnanç, düşünce, kanaat

    Ahlakın da iyiliğe değil, güce dayandığı kanısındadır. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanısında olmak
  • kanıya varmak

KASA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassa)

[isim]

  • Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap

    Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
  • Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi

    Kasa kim?

  • Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
  • Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık

    Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı. - Attila İlhan

  • Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla

[mecaz]

  • Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse

[mimarlık]

  • Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve

[spor]

  • Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasayı devretmek

Birleşik Kelimeler: kasa defteri, kasa fişi, kasa sayımı, çelik kasa, kiralık kasa, şifreli kasa, yazar kasa

KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)

[isim]

  • Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak

    Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: kâseifağfur

KINA (Kelime Kökeni: Arapça ḥinnāʾ)

[isim]

  • Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz

    Altın tas içinde kınam ezildi / Gümüş tarak ile zülfüm düzüldü - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya sürmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak)
  • kına gibi

Birleşik Kelimeler: kına ağacı, kına çiçeği, kına gecesi, kınakına, yüksük kına

SANA

[zamir]

  • Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
  • sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
  • sana yalan, bana gerçek

SAKE (Kelime Kökeni: Fransızca saké)

[isim]

  • Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı

SAKA (Kelime Kökeni: Arapça saḳḳā)

[isim]

  • Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
  • Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saka beygiri gibi

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Saka kuşu

Birleşik Kelimeler: saka kuşu

[isim]

[tıp]

  • Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık

SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)

[isim]

[eskimiş]

  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena