SADECE ile Oluşan Kelimeler (SADECE Kelime Türetme)

SADECE harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. SADECE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sadece kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

SADECE12

5 Harfli Kelimeler

SECDE11, ADESE8

4 Harfli Kelimeler

SADE7, SEDA7

3 Harfli Kelimeler

SAC7, ACE6, ECE6, EDE5, EDA5

2 Harfli Kelimeler

CE5, AD4, DE4, AS3, ES3, SE3

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

ES

[isim]

[müzik]

  • Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı

    Dörtlük es. Sekizlik es.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • es geçmek

[kimya]

  • Aynştaynyum elementinin simgesi

SE

  • Türk alfabesinin yirmi ikinci harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Üç

Birleşik Kelimeler: ciharıse

[kimya]

  • Selenyum elementinin simgesi

AD

[isim]

  • Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam

    Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu

[dil bilgisi]

  • Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ad almak
  • ad çekmek
  • adı (bile) olmamak
  • adı batası (veya batasıca)
  • adı batmak
  • adı bile okunmamak
  • adı çıkmak
  • adı çıkmış dokuza, inmez sekize
  • adı deliye çıkmak
  • adı duyulmak
  • adı geçmek
  • adı gibi bilmek
  • adı kaldırılmak
  • adı kalmak
  • adı karışmak
  • adı kötüye çıkmak
  • adını ...-ye çıkarmak
  • adını ağzına abdestle almak
  • adını ağzına almamak
  • adını anmak
  • adını bağışlamak
  • adını çıkarmak
  • adını kirletmek (veya lekelemek)
  • adını koymak
  • adını taşımak
  • adını vermek
  • adı olmak
  • adı var
  • ad koymak
  • ad takmak
  • ad vermek
  • ad yapmak

Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına

[isim]

  • Sayma
  • Sayılma

Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak

DE

  • Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

EDE

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağabey

EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)

[isim]

  • Davranış, tavır

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Naz, işve

    Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan

  • Anlatış biçimi, tarzı

    Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Verme, ödeme, yerine getirme

    Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eda etmek

CE

  • Türk alfabesinin üçüncü harfinin adı, okunuşu

[ünlem]

  • Kucak çocuklarını, bebekleri eğlendirmek için çıkarılan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ce demeye mi geldin?

[kimya]

  • Seryum elementinin simgesi

ACE (Kelime Kökeni: İngilizce ace)

[isim]

[spor]

  • 343 servis sayısı

ECE

[isim]

  • Kraliçe
  • Güzel kadın

    Dün Sirkeci istasyonunu görmeliydiniz, ecemiz geldi. - Falih Rıfkı Atay

SADE (Kelime Kökeni: Farsça sāde)

[sıfat]

  • Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz

    İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Şeker katılmamış (kahve)

    Sade kahve.

[zarf]

  • (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece

    Sade, derenin iki tarafına sıralanan kavak ve ceviz ağaçlarını seyretmek bile insana sonsuz bir zevk veriyor. - Etem İzzet Benice

[edebiyat]

  • Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)

    Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: sade birimler bölüğü, sade kahve, sade kek, sadeyağ

SEDA (Kelime Kökeni: Arapça ṣadā)

[isim]

  • Ses

    Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır. - Atatürk

Birleşik Kelimeler: aksiseda, ses seda

SAC

[isim]

  • Yassı demir çelik ürünü

[sıfat]

  • Bu üründen yapılan

    İskenderun'da evimize taşındığımız günlerde sac sobamıza elden düşme borular alınmıştı. - Ayla Kutlu

  • Bu nesneden yapılmış, üzerinde yufka yapılan dışbükey pişirme aracı

    Esmer, sacda pişirilmiş bir somun ekmeği, eliyle parçalayıp sofradakilerin önüne dağıttı. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: sacayağı, sacayak, sac böreği, sac ekmeği, sac kavurması, sac kebabı, çalkantı sacı

ADESE (Kelime Kökeni: Arapça ʿadese)

[isim]

[fizik]

  • Mercek

    Yaşamayı tatsız, dünyayı mahdut gösteren bu adese bana babamdan mı yadigâr kalmıştı? - Kemal Bilbaşar

[bitki bilimi]

  • Kovucuk

SECDE (Kelime Kökeni: Arapça secde)

[isim]

[din bilgisi]

  • Genellikle namaz kılarken alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • secde etmek
  • secdeye varmak (veya kapanmak)