Sad ile Başlayan Kelimeler
SAD ile başlayan 35 kelime bulunuyor. Başında SAD olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İçinde sad olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
SADELEŞTİRİLMEK22
14 Harfli Kelimeler
SADELEŞTİRİLME21
13 Harfli Kelimeler
SADELEŞTİRMEK20, SADAKATSİZLİK20
12 Harfli Kelimeler
SADELEŞTİRME19, SADAKATLİLİK15
11 Harfli Kelimeler
SADRAZAMLIK19
10 Harfli Kelimeler
SADELEŞMEK17, SADAKATSİZ17
9 Harfli Kelimeler
SADELEŞME16, SADİSTLİK13, SADAKATLİ12
8 Harfli Kelimeler
SADRAZAM15, SADİSTÇE15, SADIKANE12, SADİKLİK11
7 Harfli Kelimeler
SADEYAĞ19, SADIKÇA14, SADAKLI11, SADAKOR11, SADELİK10, SADARET10, SADAKAT10
6 Harfli Kelimeler
SADİZM13, SADECE12, SADİST10, SADAKA9
5 Harfli Kelimeler
SADME9, SADIR9, SADIK9,
4 Harfli Kelimeler
SADA7, SADE7
SADA
- 343 seda
SADE (Kelime Kökeni: Farsça sāde)
-
Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz
İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal
-
Şeker katılmamış (kahve)
Sade kahve.
-
(sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece
Sade, derenin iki tarafına sıralanan kavak ve ceviz ağaçlarını seyretmek bile insana sonsuz bir zevk veriyor. - Etem İzzet Benice
-
Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)
Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: sade birimler bölüğü, sade kahve, sade kek, sadeyağ
SADİK (Kelime Kökeni: Fransızca sadique)
-
Sadistlik özelliği olan
Ah, siz sadik bir adamsınız. Bakışınızdan anladım. - Ömer Seyfettin
- Sadist
SADET (Kelime Kökeni: Arapça ṣaded)
- Konuşulan asıl konu, asıl madde
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadede gelmek
SADAK
-
İçine ok konulan torba veya kutu biçiminde kılıf, okluk
Sadağını ve yayını kepenek altında dikkatlice tutuyordu. - Nihal Atsız
SADAKA (Kelime Kökeni: Arapça ṣadaḳa)
-
Dilenciye verilen para
Sen bana niye söylemedin? Sadaka verirdik, adak adardık. - Memduh Şevket Esendal
- Yardım amacıyla karşılıksız verilen şey
Birleşik Kelimeler: sadaka taşı, fıtır sadakası, kulak sadakası
SADME (Kelime Kökeni: Arapça ṣadme)
- Çarpışma, tokuşma, vurma
- Sarsıntı
SADIR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)
- Göğüs, sine
- Yürek, kalp
- Kazaskerlere verilen unvan
- Sadrazam
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadra şifa vermek
- Çıkan, görünen
Ata Sözleri ve Deyimler
- sâdır olmak
SADIK (Kelime Kökeni: Arapça ṣādiḳ)
- Doğru, gerçek
-
Sadakatli
Birisi onu alsa en sadık kadın olacak, en güzel yemekleri pişirecekmiş. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadık kalmak
Birleşik Kelimeler: fecrisadık
SADELİK
-
Yalın olma durumu
Bu kadın kalabalık meclislerde bile sadelikten kurtulamamıştır. - Peyami Safa
- Yalınlık
SADARET (Kelime Kökeni: Arapça ṣadāret)
- Sadrazamlık
SADAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣadāḳat)
-
İçten bağlılık
Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Sağlam, güçlü dostluk
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadakat göstermek
SADİST (Kelime Kökeni: Fransızca sadiste)
- Başkalarına acı çektirerek cinsel doyum sağlayan (kimse), elezer
-
Başkalarına acı çektirmekten zevk duyan (kimse), elezer
Yılların, fiziğinde yaptığı değişiklik her ne olursa olsun, göz bebeklerindeki o sadist ifade hiç değişmemişti. - Osman Aysu
SADİKLİK
- Sadik olma durumu
SADAKLI
-
Sadağı olan
Hepsi de kılıç kuşanmıştır; yaylı, sadaklı, topuzludur. - Tarık Buğra