SABIKASIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SABIKASIZLIK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli SABIKASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAZISI14, ABASIZ13, SIZILI13, BAZALI12, KILSIZ12, KILBAZ12, KASSIZ12, AZIKLI11, BASILI11, KIZLIK11, SAZLIK11, BASILA10, KAZALI10, SABIKA10, ASKILI9, KASSIL9, SIKLIK9, BAKKAL8, KASALI8, SAKLIK8, SAKALI8

BAKKAL (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳāl)

[isim]

  • Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse

    Bakkallar, sebzeciler eline bir iki şey tutuştururlardı. - Ayla Kutlu

  • Bu maddelerin satıldığı dükkân

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakkala bırakma!

Birleşik Kelimeler: bakkal çakkal, bakkal defteri, bakkal kâğıdı, bozbakkal

KASALI

[sıfat]

  • Kasası olan

SAKLIK

[isim]

  • Uyanıklık

SAKALI

[sıfat]

  • Saka hastalığına tutulmuş

    İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu. - Refik Halit Karay

ASKILI

[sıfat]

  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak

KASSIL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Kasla ilgili olan

Birleşik Kelimeler: kassıl duyumlar

SIKLIK

[isim]

  • Sık olma durumu
  • Sıkça geçme, kullanımı sık olma

[fizik]

  • Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

Birleşik Kelimeler: kelime sıklığı

BASILA

[isim]

  • Basımcılıkta, provalar için `basınız, basılsın` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • basıla vermek

KAZALI

[sıfat]

  • Kazaya yol açan, sakıncalı, tehlikeli
  • Kaza geçirmiş olan

    Kazalı otomobil.

  • İlçesi olan

    Üç kazalı bir il.

SABIKA (Kelime Kökeni: Arapça sābiḳa)

[isim]

  • Geçmiş bulunan şey, geçmiş bulunan olay

[hukuk]

  • Geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç

    Üstelik sabıkası olduğu için iş bulması daha da güçtür. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: sabıka kaydı

AZIKLI

[sıfat]

  • Azığı olan

[mecaz]

  • Yoksulları doyuran

BASILI

[sıfat]

  • Basılarak yerleştirilmiş

    Peynir basılı küp.

  • Basımevinde basılmış (kâğıt, kitap vb.), matbu

    Basılı oyunlar sakıncalı görülünce yok ediliyordu. - Metin And

KIZLIK

[isim]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[sıfat]

  • Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

    İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Üvey kız

Birleşik Kelimeler: kızlık zarı

SAZLIK

[isim]

  • Sazları (I) çok olan yer

    Bu sık sazlığın gölgesinden kurtulan yerlerde, derenin sakin suları, buğulanmış bir gümüş rengiyle görünüyordu. - Memduh Şevket Esendal

BAZALI

[sıfat]

  • Bazası olan