RÖTUŞLATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

RÖTUŞLATMA harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli RÖTUŞLATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Rötuşlatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Rötuşlatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

RÖTUŞ15, MUŞTA10, ALMAŞ9, ŞUARA9, ŞAMAR9, TAŞMA9, TARAŞ8, TALAŞ8, TAŞRA8, ARMUT7, MUTAT7, MURAT7, MARUL7, TUTMA7, TUTAM7, ULAMA7, ARTMA6, ALARM6, MARAL6, MATLA6, TUTAR6, TURTA6, TATMA6, TRATA5, TARLA5, TATAR5

TRATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Torbalı balık ağı

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

TATAR

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Postayı süren kimse

Birleşik Kelimeler: tatar ağası, tatar arabası

[isim]

  • Tataristan'da, Batı Sibirya'da ve Rusya Federasyonu'nun değişik bölgelerinde yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Tatar böreği, Tatar çorbası

ARTMA

[isim]

  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)

[isim]

  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
  • Bu işareti veren düzenek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Dişi geyik

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

TUTAR

[isim]

  • Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
  • Para miktarı, meblağ

Birleşik Kelimeler: asgari tutar

TURTA (Kelime Kökeni: İtalyanca torta)

[isim]

  • Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta türü

TATMA

[isim]

  • Tatmak işi

    O zaman Türkiye, dünya önündeki cakayla fiyakanın bir gıdım da olsa tadını tatmaya başlayacaktır. - Çetin Altan

ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

[argo]

  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu

MUTAT (Kelime Kökeni: Arapça muʿtād)

[sıfat]

  • Alışılmış, alışılan

    Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı. - Nazım Hikmet

MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)

[isim]

  • İstek, dilek
  • Amaç, erek, gaye

    Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

TUTMA

[isim]

  • Tutmak işi

    Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. - Refik Halit Karay

  • Destekleme
  • Yanaşma

[spor]

  • Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj

Birleşik Kelimeler: aktutma, deniz tutması, taşıt tutması