Ru ile Biten Kelimeler

RU ile biten 38 kelime bulunuyor. Sonu RU olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ru ile başlayan kelimeler. İçinde ru olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

EBEBULGURU21, GAYRİMEŞRU21

8 Harfli Kelimeler

DOSDOĞRU23, YUSYUMRU17, GİLABURU16

7 Harfli Kelimeler

BAŞVURU20, DUPDURU18, GENSORU14, KUPKURU14, KANGURU13, KUNDURU12, USKUMRU12, TAZARRU11, TEBERRU10

6 Harfli Kelimeler

BUYURU13, DUYURU13, USKURU10

5 Harfli Kelimeler

DOĞRU16, YAVRU14, MEŞRU10, MEZRU10, YUMRU10, KUMRU8, OLURU8

4 Harfli Kelimeler

RU13, UĞRU13, VURU12, GURU10, PERU9, BORU8, BURU8, DURU8, DORU8, DARU7, EBRU7, SORU7, KORU6, KURU6

KORU

[isim]

  • Bakımlı küçük orman

    Arkamda çam korularının parça parça neftîleştirdiği yeşil bir dağ. - Refik Halit Karay

KURU

[sıfat]

  • Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı

    Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar

  • Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan

    Kuru çöl. Kuru tepeler.

  • Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı

    Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar. - Refik Halit Karay

  • Canlılığını yitirmiş (bitki)

    Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum? - Halide Edip Adıvar

  • Salgısı olmayan

    Kuru öksürük. Kuru egzama.

  • Döşenmemiş, çıplak

    Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu. - Halikarnas Balıkçısı

  • Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)

    Kuru çayla karın doyar mı?

[mecaz]

  • Etkisi ve sonucu olmayan

    Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem

[mecaz]

  • Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze

    Kuru, zevksiz bir hayat.

[mecaz]

  • Akıcı olmayan, duygudan yoksun

    Kuru bir anlatım.

[isim]

  • Kuru fasulye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuru başına kalmak
  • kuruda kalmak
  • kuru gayret çarık eskitir
  • kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
  • kuru laf karın doyurmaz
  • kurunun yanında yaş da yanar
  • kuru tahtada kalmak

Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu

DARU (Kelime Kökeni: Farsça dārū)

[isim]

[eskimiş]

  • İlaç

EBRU (Kelime Kökeni: Farsça ebrī)

[isim]

  • Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs

SORU

[isim]

  • Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
  • Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual

Ata Sözleri ve Deyimler

  • soru sormak

Birleşik Kelimeler: soru cümlesi, soru eki, soru işareti, soru sıfatı, soru zamiri, soru zarfı, sorulu görünüm, gensoru, sözlü soru önergesi, yazılı soru önergesi

KUMRU (Kelime Kökeni: Farsça ḳumrī)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
  • Özellikle Ege Bölgesi'ne özgü, sandviç ekmeğinin içine domates, peynir ve biber konularak yapılan bir yiyecek türü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumru gibi

Birleşik Kelimeler: kumrugöğsü, küçük kumru, çifte kumrular, arpacı kumrusu

[isim]

  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri

OLURU

[isim]

  • Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat
  • Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol

BORU

[isim]

  • Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir

    Soba borusu kazanın içinden geçerdi. - Necati Cumalı

  • Borazan

    Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boru çalmak
  • boru değil
  • boru mu bu?
  • borusunu çalmak
  • borusu ötmek

Birleşik Kelimeler: boru ağı, boru akımı, boru askısı, boru bileziği, boru çiçeği, boru hattı, boru kabağı, boru kelepçesi, boru mengenesi, boru paça, boru yolu, kılcal boru, pik boru, plastik boru, profil boru, acemborusu, bağlantı borusu, emzik borusu, fallop borusu, güvenlik borusu, kalk borusu, kalorifer borusu, karavana borusu, nefes borusu, östaki borusu, paydos borusu, pis su borusu, sidik borusu, soluk borusu, su borusu, taharet borusu, ti borusu, u borusu, yağmur borusu, yat borusu, yem borusu, yemek borusu, yuf borusu

BURU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)

DURU

[sıfat]

  • Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
  • Pürüzsüz (ten)

    Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.)

    Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: arı duru

DORU

[sıfat]

  • Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)
  • Kızıl (at donu)

Birleşik Kelimeler: yağız doru, kestane dorusu

TEBERRU (Kelime Kökeni: Arapça teberruʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Bağış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teberru etmek

USKURU (Kelime Kökeni: İngilizce screw)

[isim]

  • Cıvata ve somunlardaki yiv

MEŞRU (Kelime Kökeni: Arapça meşrūʿ)

[sıfat]

[hukuk]

  • Yasal

    Meşru, gayrimeşru, ölümlü, ölümsüz çocuklarının sayısını bilen yok. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meşru sayılmak

Birleşik Kelimeler: meşru müdafaa

MEZRU (Kelime Kökeni: Arapça mezrūʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ekilmiş, ekili