[isim]

• İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

[spor]

• `Elemek` anlamındaki elimine etmek, `elenmek` anlamındaki elimine olmak (veya edilmek) birleşik fiillerinde geçen bir söz

[isim]

• İslenmek işi

[zarf]

• Gelecekte, gelecek zamanda

  Beni ileride okuyacak insanlar için yazdığıma inanmışımdır. - Salâh Birsel

• Ötede

  En ileride, denize nazır olduğuna hükmettiği bir adanın önünde durdular. - Refik Halit Karay

[isim]

• İmrenmek işi, imrenti, gıpta

  Bütün bu saf sözleri, bir kısmı gerçek bir imrenme ile, bir kısmı içten gelen bir alayla dinliyordu. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

• İçinde resimler bulunan, musavver

  Fincanlardan evvel, hemen arkalarında duran yuvarlak, vernikli, resimli tepsiye uzandı eli. - Elif Şafak

[sıfat]

• Rendesi olan, rendelenmiş

  Rendeli tahta.

[isim]

• Silinmek işi

  Yavaş yavaş, buğusu silinmeye başlayan buzlu bir camın arkasından belirir gibi boyaları kendini göstermeye başladı. - Nazım Hikmet

[isim]

• Serilmek işi

[sıfat]

• Semeri olan (yük hayvanı)

[isim]

• Bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen toplantı

• Üniversitelerde öğretim elemanının yönetimi altında öğrencilerin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde yürütülen grup çalışması

[isim]

• Dirilmek işi

  Bizim dirilmemiz için millî varlığın kaynağı olan millî kültür eserleriyle beslenmemiz lazımdır. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Direnmek işi

[isim]

• Direnme işi, inat, taannüt

[hukuk]

[ekonomi]

• Temerrüt

[isim]

• Dinlemek işi

  Bir süredir günün değişik saatlerinde aşağıyı dinlemeyi huy edinmişti. - Elif Şafak