Re ile Biten 5 Harfli Kelimeler

RE ile biten 5 harfli 47 kelime bulunuyor. Sonu RE olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Re ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Re olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FİFRE17, FLÖRE17, ÇEVRE14, HÜCRE14, ŞİFRE14, ZÜHRE14, DEVRE13, GÜBRE13, ÇEHRE12, MÜHRE12, CEHRE12, AVARE11, BEHRE11, FİTRE11, GEBRE11, ZÜMRE11, CİZRE11, GEMRE10, SAHRE10, ÜZERE10, CİBRE10, CEDRE10, AŞURE9, CEMRE9, SÜTRE8, SÜRRE8, ŞAİRE8, ZERRE8, DAİRE7, İBARE7, İDARE7, KÜKRE7, LİBRE7, MUARE7, SUARE7, USARE7, ESİRE6, EMARE6, KESRE6, KEMRE6, METRE6, SETRE6, ANTRE5, KATRE5, KEKRE5, LİTRE5, NEKRE5

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)

[isim]

[eskimiş]

  • Damla

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katresi kalmadı (veya yok)

KEKRE

[sıfat]

  • Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan

LİTRE (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[matematik]

  • Sıvıları ölçmede kullanılan, bir desimetreküp hacminde ölçü birimi

[sıfat]

  • Bu birimde bir kabın alabileceği miktarda olan

    Şimdi yedek iki litre kan var elimizde. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: dekalitre, desilitre, hektolitre, mililitre, santilitre

NEKRE (Kelime Kökeni: Arapça nekre)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen, güldürücü hikâye anlatan (kimse), nükteci

    Nekre ve zarif, iyi bir hatipti. - Falih Rıfkı Atay

ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)

[isim]

[eskimiş]

  • Dişi tutsak
  • Cariye, dişi köle

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

KESRE (Kelime Kökeni: Arapça kesre)

[isim]

[eskimiş]

  • Esre

KEMRE

[isim]

[halk ağzında]

  • Gübre, tezek
  • Deride kalınlaşmış kir tabakası
  • Başta olan kepek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemre bağlamak

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

SETRE (Kelime Kökeni: Arapça setre)

[isim]

[eskimiş]

  • Düz yakalı, önü ilikli bir ceket türü

    Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)

[isim]

  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

  • Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri

    Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay

  • Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  • Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm

    Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]

  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası

[müzik]

  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)

[isim]

  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

KÜKRE

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)