Rast ile Başlayan Kelimeler

RAST ile başlayan 13 kelime bulunuyor. Başında RAST olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Rast kelimesinin anlamı nedir? Rast ile biten kelimeler. İçinde rast olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

RASTLANTISAL15

10 Harfli Kelimeler

RASTLAŞMAK15, RASTLANMAK12

9 Harfli Kelimeler

RASTLAYIŞ16, RASTLAŞMA14, RASTLANTI11, RASTLANMA11, RASTLAMAK11

8 Harfli Kelimeler

RASTGELE13, RASTIKLI11, RASTLAMA10

6 Harfli Kelimeler

RASTIK8

4 Harfli Kelimeler

RAST5

RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğru, düzgün

[isim]

  • Tesadüf

[isim]

  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir makam

RASTIK (Kelime Kökeni: Farsça rāsuḫt)

[isim]

  • Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya

    Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı. - Sermet Muhtar Alus

  • Sürme (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rastık çekmek

RASTLAMA

[isim]

  • Rastlamak işi

RASTLANTI

[isim]

  • Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf

    Bir gün Sahaflar Çarşısı'nda amaçsızca dolaşırken rastlantıyla eline bir kitap geçmiş. - İnci Aral

RASTLANMA

[isim]

  • Rastlanmak işi

    Ara sıra daha eski dil hususiyetlerine rastlanması tabiidir. - Fahir İz

RASTLAMAK

[-e]

  • Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek

    Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı. - İhsan Oktay Anar

  • Herhangi bir şeyle karşı karşıya gelmek

    Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç

  • Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek

    Taş cama rastladı.

RASTIKLI

[sıfat]

  • Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)

    Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü. - Sait Faik Abasıyanık

RASTLANMAK

[-e]

  • Karşılaşılmak, rast gelinmek, tesadüf edilmek

    Bale sahasında rastlanan menfi olayları astronomimizde de maalesef müşahede etmekteyiz. - Nazım Hikmet

RASTGELE

[sıfat]

  • Gelişigüzel

    Bu özü susma ile tanımlamak pek kişisel, rastgele bir yargı kurmak oluyor. - Nermi Uygur

[zarf]

  • (ra'stgele) Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan, gelişigüzel, lalettayin

    Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

RASTLAŞMA

[isim]

  • Rastlaşmak işi

RASTLANTISAL

[sıfat]

  • Rastlantı ile ilgili, tesadüfi

    Dünya ne denli rastlantısal ise şiir de o denli rastlantısaldır. - Melih Cevdet Anday

RASTLAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmek

    Eve geldiğiniz, gittiğiniz, bir yerde rastlaştığımız zaman elimi saygıyla öpmezseniz hatırım kalır. - Nazım Hikmet

  • Aynı zamanda olmak, üst üste gelmek

RASTLAYIŞ

[isim]

  • Rastlama işi