RASATHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

RASATHANE harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli RASATHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HASAR10, HASTA10, HASET10, HASAT10, SAHTE10, SAHRE10, SAHRA10, SAHNE10, SAHAN10, AHRET9, HARTA9, RAHNE9, RAHAT9, TAHRA9, TENHA9, ASTAR6, ENSAR6, RASAT6, SANAT6, SATEN6, SARAT6, TRANS6, TASAR6, TERAS6, ARENA5, ANTRE5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)

[isim]

  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

  • Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım

    İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir şey yapmada gösterilen ustalık

    Konuşma sanatı.

  • Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü

    Askerlik sanatı.

  • Zanaat

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları

SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)

[isim]

  • Atlas (I)
  • Parlak, pamuklu kumaş

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

TERAS (Kelime Kökeni: Fransızca terrasse)

[isim]

  • Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

    Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı. - Çetin Altan

  • Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş

[coğrafya]

  • Seki

HARTA

[isim]

  • `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

RAHNE (Kelime Kökeni: Farsça raḫne)

[isim]

[eskimiş]

  • Gedik

    Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)

[isim]

  • İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur

[sıfat]

  • Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan

    Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen

    Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Aldırmaz, gamsız

    Rahat adam.

[zarf]

  • Kolay bir biçimde, kolaylıkla

    İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal

[ünlem]

  • `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat

TAHRA (Kelime Kökeni: Farsça dehre)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür eğri budama bıçağı