RANDEVULAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

RANDEVULAŞMA harflerini içeren 5 harfli 73 kelime bulunuyor. 5 harfli RANDEVULAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Randevulaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Randevulaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MEVDU15, ŞAVUL15, AVŞAR14, DUVAR14, DAVUL14, DEVAM14, LAVAŞ14, DAVAR13, EDVAR13, VURMA13, VARDA13, EMVAL12, MEVLA12, MANAV12, MAVRA12, MAVNA12, MAVAL12, VARMA12, VELUR12, AVARE11, AVARA11, ELVAN11, LARVA11, REVAN11, VARAN11, DALAŞ10, DARAŞ10, MEŞRU10, AŞAMA9, AŞURE9, ALMAŞ9, DUMAN9, DURMA9, MADUN9, MAŞER9, ŞUARA9, ŞAMAR9, ŞAMAN9, ADAMA8, AMADE8, DRAMA8, DURAL8, DAMLA8, DAMAR8, DAMAL8, DALMA8, DERUN8, ENDAM8, MAADA8, MANDA8, MARDA8, MADER8, MADEN8, MEDAR8, ŞERAN8, ADANA7, ADALE7, DALAN7, LADEN7, MUARE7, MARUL7, MELUN7, NAMLU7, RANDA7, ULAMA7, ULEMA7, ARAMA6, ANLAM6, ALMAN6, ALARM6, MALEN6, MARAL6, ARENA5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ARAMA

[isim]

  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]

  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi

ANLAM

[isim]

[dil bilimi]

  • Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör

[mantık]

  • Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlam çıkarmak
  • anlamına gelmek
  • anlam vermek

Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda

ALMAN (Kelime Kökeni: Fransızca allemand)

[isim]

  • Cermen soyundan olan halk
  • Bu halktan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Alman gümüşü, Alman papatyası, Almansever, Alman usulü

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)

[isim]

  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
  • Bu işareti veren düzenek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek

MALEN (Kelime Kökeni: Arapça mālen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Malca

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Dişi geyik

ADANA

[isim]

  • Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Adana kebabı

ADALE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḍale)

[isim]

[anatomi]

  • Kas

DALAN

[isim]

[mimarlık]

  • Lobi

[halk ağzında]

  • Biçim, şekil

LADEN (Kelime Kökeni: Farsça lāden)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)

[eskimiş]

  • Bu bitkiden elde edilen sürme, rastık

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)

[isim]

  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

MELUN (Kelime Kökeni: Arapça melʿūn)

[sıfat]

  • Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli

    Melun şeytan.

[isim]

  • Lanetlenmiş kimse

    Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Nefretle karşılanan, kötü

    Baykuşlar uğursuzdu ama yeterince melun değil. - Elif Şafak

NAMLU (Kelime Kökeni: Farsça nāmlū)

[isim]

[askerlik]

  • Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
  • Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü