RANDEVUCULUK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

RANDEVUCULUK harflerini içeren 4 harfli 52 kelime bulunuyor. 4 harfli RANDEVUCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VECA13, DEVA12, VEDA12, VUKU12, VADE12, VURU12, AVLU11, ALEV10, ENVA10, EVLA10, LEVA10, NEVA10, REVA10, VENA10, VALE10, UNCU9, ACUL8, ACUN8, ACUR8, DURU8, CURA8, DUKA7, DARU7, UKDE7, CENK7, DREN6, DANK6, DANE6, DERK6, DENK6, DELK6, EDNA6, KURU6, KULU6, URUK6, AKUR5, KURA5, KULA5, KULE5, URAN5, URLA5, ULAK5, ULAN5, AKNE4, ELAN4, KLAN4, KRAL4, KARE4, KALE4, LAKE4, NALE4, RENK4

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)

[zarf]

[eskimiş]

  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay

KLAN (Kelime Kökeni: Fransızca clan)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Boy (II)

    Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi. - Melih Cevdet Anday

KRAL (Kelime Kökeni: Sırpça)

[isim]

  • En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse

    Norveç kralı.

[mecaz]

  • Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse

    Satranç kralı.

[mecaz]

  • Çok başarılı ve zengin iş adamı

    Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım. - Aka Gündüz

[sıfat]

[mecaz]

  • Üstün, çok iyi

    Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kraldan çok kralcı olmak
  • krallara layık

Birleşik Kelimeler: taçsız kral

KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)

[isim]

[matematik]

  • Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Kare masa.

  • İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

    Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-in karesi
  • karesini almak

Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare

KALE (Kelime Kökeni: Arapça ḳalʿa)

[isim]

[tarih]

  • Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen

    Onu kalenin yanındaki küçük mezarlığa, bir zeytin ağacının yanına gömdüler. - Halikarnas Balıkçısı

  • Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş

[mecaz]

  • Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer

[spor]

  • Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kale gibi
  • kaleyi içinden fethetmek

Birleşik Kelimeler: kale bedeni, kalebent, kale çizgisi, kale vuruşu, uçankale

[isim]

  • Denizli iline bağlı ilçelerden biri
  • Malatya iline bağlı ilçelerden biri

LAKE (Kelime Kökeni: Fransızca laqué)

[sıfat]

  • Lak ile cilalanmış

    Yaldızlı beyaz lake karyolasının yanındaki koltukta dadısı uyukluyordu. - Cahit Uçuk

NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)

[isim]

[eskimiş]

  • İnleme, inilti

RENK (Kelime Kökeni: Farsça reng)

[isim]

  • Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum

    Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu Amerikan boksörlerine benziyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Nitelik

    İşin rengi değişti.

[mecaz]

  • Çeşitlilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rengi atmak (veya kaçmak veya uçmak)
  • rengini belli etmek
  • rengi solmak
  • renk almak
  • renk gelmek
  • renk katmak
  • renkten renge girmek
  • renk vermek
  • renk vermemek

Birleşik Kelimeler: renk bilimi, renk cümbüşü, renkgideren, renk körü, renkölçer, renk ölçme, renk yuvarı, basit renk, metalik renk, ölü renk, pastel renk, rengârenk, sağır renk, şekerrenk, açık kahverengi, alev rengi, altın rengi, bakır rengi, bal rengi, barut rengi, buğday rengi, çivit rengi, demir rengi, duman rengi, erguvan rengi, fes rengi, fildişi rengi, gurup rengi, fındık rengi, fıstık rengi, filiz rengi, gül rengi, gümüş rengi, hardal rengi, kahverengi, kemik rengi, kestane rengi, kimyon rengi, kiremit rengi, koyu kahverengi, kurşun rengi, kül rengi, leylak rengi, lila rengi, limon rengi, menekşe rengi, nohut rengi, pas rengi, portakal rengi, saman rengi, sincap rengi, saz rengi, şarap rengi, tahin rengi, tarçın rengi, ten rengi, toprak rengi, tütün rengi, zeytin rengi, sıcak renkler, soğuk renkler

AKUR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳūr)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Azgın, şiddetli

    Ben, akur bir kuvvetin üstünde uçuyor gibi pek çabuk yakınlaşan uzaklara bakıyor, bu azgın ata bindikçe daima duyduğum şeyleri tekrar hissediyordum. - Ömer Seyfettin

  • Kudurmuş, kuduz, kuduruk

KURA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurʿa)

[isim]

  • İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme

    Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu. - Necati Cumalı

  • Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kura çekmek
  • kurası olmak

Birleşik Kelimeler: kura efradı, kura neferi, kaçın kurası

KULA

[isim]

  • Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)

    Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

  • Manisa iline bağlı ilçelerden biri

KULE (Kelime Kökeni: Arapça ḳulle)

[isim]

  • Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı

    Şu muazzam kule bir mühendisin hayaliydi. - Orhan Seyfi Orhon

[eskimiş]

  • Cihannüma

Birleşik Kelimeler: döner kule, fil dişi kule, kapıkule, çan kulesi, kontrol kulesi, paraşüt kulesi, saat kulesi, yangın kulesi

URAN

[isim]

  • Sanayi

URLA

[isim]

  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri