RADYOTELEFON Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

RADYOTELEFON harflerini içeren 5 harfli 68 kelime bulunuyor. 5 harfli RADYOTELEFON kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FOLYO15, AFYON14, DEFOL14, FODLA14, FODRA14, FONDA14, DEFNE13, EFDAL13, ELYAF13, FERDA13, FERDE13, FLORA12, FORTE12, FENOL12, TRAFO12, AREFE11, ATFEN11, ETFAL11, ETRAF11, EFRAT11, FENER11, LENFA11, NEFER11, TELEF11, DOLAY10, DENYO10, RADYO10, DENEY9, DERYA9, DETAY9, ODEON9, RODEO9, ALYON8, DONRA8, DOLAR8, LODER8, LANDO8, ORTAY8, REYON8, RADON8, TONYA8, DENET7, DELTA7, ELDEN7, ERDEN7, ENDER7, LADEN7, ORLON7, RENDE7, TEYEL7, TREND7, TENYA7, YEREL7, YETER7, YAREN7, LORTA6, LENTO6, NOTER6, ONLAR6, TONLA6, TONER6, TORNA6, TENOR6, ANELE5, ANTRE5, ENTEL5, LANET5, NELER5

ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)

[sıfat]

  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)

[isim]

[mecaz]

  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak

LANET (Kelime Kökeni: Arapça laʿnet)

[isim]

  • Tanrı'nın merhametinden yoksun olma

    Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Kötü, berbat, çok kötü

    Lanet bir adam.

[ünlem]

  • Bir ilenme sözü

    Lanet, filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler! - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lanet etmek
  • lanet okumak
  • lanet olsun!

NELER

  • çok ve çeşitli şeyler

    Bugün neler gördük.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

LORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca lorta)

[isim]

  • Ayakkabı kalıbının çapı

    Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta.

LENTO (Kelime Kökeni: İtalyanca lento)

[zarf]

[müzik]

  • Ağır bir biçimde (çalınmak)

[isim]

  • Bu tempoda çalınan parça

[isim]

[mimarlık]

  • Boyunduruk

NOTER (Kelime Kökeni: Fransızca notaire)

[isim]

[hukuk]

  • Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak ve yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi, kâtibiadil

    Notere işi düşen insanlara yardım etmeyi pek güzel bilirdi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bu görevlinin çalıştığı yer, noterlik

ONLAR

[isim]

[matematik]

  • Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak

[zamir]

  • O şahıs zamirinin çokluk biçimi

TONLA

[sıfat]

  • Tonlarca

TONER (Kelime Kökeni: İngilizce toner)

[isim]

  • Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep

TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)

[isim]

  • Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh

TENOR (Kelime Kökeni: İtalyanca tenore)

[isim]

[müzik]

  • En tiz erkek sesi
  • Sesi böyle olan şarkıcı, sanatçı

DENET

[isim]

  • Denetleme işi, teftiş

[sinema]

[televizyon]

  • Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi

DELTA (Kelime Kökeni: Fransızca delta)

[isim]

  • Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)

[coğrafya]

  • Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız

Birleşik Kelimeler: delta kası