RADARCILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
RADARCILIK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli RADARCILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
CIDAK11,
KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)
-
Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
Yargıç kararı.
-
Bu yargıyı bildiren belge
Mahkeme kararını aldı.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
-
Değişmez olma
Havanın hiç kararı yok.
-
Tam ölçüsünde, ne az ne çok
Yemeğin tuzu karar.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş
Ata Sözleri ve Deyimler
- karara bağlamak
- karara kalmak
- karar almak
- karar altına almak
- karara varmak
- karar bulmak
- kararında bırakmak
- karar kılmak
- karar vermek
Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı
KARLI
-
Üstünde kar bulunan
Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü
-
Kar yağan
Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı
-
Kârı olan, kazançlı
Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: kârlı iş
ARDAK
- İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç
DALAK
- Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
- Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
- Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
- Bal peteği
Ata Sözleri ve Deyimler
- dalak kestirmek
Birleşik Kelimeler: dalak otu, dağ dalak otu, tüylü dalak otu, arı dalağı
KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)
-
Ölçüsünde, derecesinde
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
-
Büyüklüğünde, genişliğinde
Bacak kadar çocuk.
Avuç içi kadar yer.
-
Dek
Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa
-
Gibi
İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık
-
Denli
Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Süre belirten bir söz
Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay
-
Miktarda, derecede
İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz
Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay
KILIR
- Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)
LIKIR
- Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses
Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır
RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)
- Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner
ARDIL
- Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, arda, halef, öncel karşıtı
- Bir çıkarımda varılan sonuç
Birleşik Kelimeler: ardıl görüntü
ADALI
-
Ada halkından olan (kimse)
Adayı ve adalıları o kadar sevmeme rağmen bir türlü yıldızım barışmamıştır. - Burhan Felek
DILAK
- Bızır
ARACI
- Ara bulucu
- İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta
- Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
- İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği
Ata Sözleri ve Deyimler
- aracı koymak
Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı
KALCI
- Kal işi yapan kimse
KIRCA
-
Hafif kırlaşmış
Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi. - Memduh Şevket Esendal
CARLI
-
Car (II) giymiş olan
Köyün sokaklarında elleri carlı, peştamallı köylüleri kovalıyordu. - Ömer Seyfettin