[kimya]

• İridyum elementinin simgesi

[isim]

• 343 yır

[isim]

• Genellikle uluslararası kara yolu taşımacılığında kullanılan, dingil sayısı fazla olan uzun kamyon

[isim]

[eskimiş]

• Güzel koku

[bitki bilimi]

• Itır çiçeği

[isim]

• Hafif ve anlık ses

  Aşağı katta ayak sesleri. Teyzenin odasında çıt yok. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• çıt (veya çıtını) çıkarmamak
• çıt çıkmamak
• çıt etmek
• çıtı çıkmamak

[isim]

• Kuş kanatlarının çıkardığı ses

• Bir yerden kaçıp gitme düşüncesini anlatan bir söz

  Dörtyol ağzında pır!

[isim]

• Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses

[isim]

• Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, tababet

  Tıp öğrencileri morglarda katı kalpli olurlar. - Cemil Meriç

[isim]

• Iğrıp

  Gideceksin ırıpların çalkantısında / Balıklar çıkacak yoluna karşıcı / Sevineceksin - Orhan Veli Kanık

[isim]

• Değersiz şey, eşya

• Eskimiş giysi

  Aktör, o her günkü pırtısını giyip de sahneye çıkarsa, ağzıyla kuş tutsa seyirciye Demirhane Müdürü olduğunu yutturamaz. - Sait Faik Abasıyanık

[halk ağzında]

• Ufak tefek ev eşyası

[halk ağzında]

• Basma ve ketenden yatak, yorgan yüzü, giysilik kumaş

[isim]

• Yonga

[isim]

• Dal, budak kırpıntısı

  Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakarak duvara veya yere çizilen çizgi

• Çok zayıf

Ata Sözleri ve Deyimler

• çırpı gibi
• çırpı vurmak
• çırpıya getirmek

[isim]

• Yılan sokmasına karşı ilaç olduğuna inanılan bir taş türü, yılan taşı

[sıfat]

• Eski püskü, değersiz, işe yaramayan

[isim]

• El tezgâhında dokunmuş kaba yünlü

[isim]

• Pehlivanların güreşte kispet yerine giydikleri, kalın bezden yapılmış veya keçi kılından örülmüş don

  Bularak bir de pırpıta benzer dizlik... - Mehmet Akif Ersoy

[isim]

• Pırpıt yapan kimse