PÜSKÜRTÜLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
PÜSKÜRTÜLMEK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli PÜSKÜRTÜLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÜSTÜPÜ17,
TÜMLER
- Tümleyen, mütemmim
Birleşik Kelimeler: tümler açı
ÜRKMEK
-
Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek
Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. - Ömer Seyfettin
-
Şaşkınlık ve korku duymak
Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal
-
Ağaç meyve vermemek
Şeftaliler bu yıl ürkmüş.
-
Çekinmek
Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi. - Haldun Taner
KÜRKLÜ
- Kürkü olan, kürk giymiş
-
Kürkle süslenmiş
Hizmetçi kadın gri pardösüsünü, içleri kürklü eldivenlerini, şapkasını getirip verdi. - Sait Faik Abasıyanık
- Postu kürk olarak kullanılan (hayvan)
KÜSMEK
- Darılmak
-
Görevini yerine getirememek
Yemek zamanı geçerse mide küser.
-
Gelişememek, büyüyememek
Ağaç yerini sevmedi, küstü.
- Bir madde, herhangi bir sebeple istenilen niteliğini yitirmek
Birleşik Kelimeler: küstüm otu, eltieltiyeküstü
KÜTLÜK
- Küt olma durumu
KÜKÜRT (Kelime Kökeni: Farsça gūgird)
- Atom numarası 16, atom ağırlığı 32,06 olan, 119 °C'de eriyen ve 444 °C'de kaynayan, doğada saf veya başka cisimlerle birleşik olarak bulunan, sarı renkli element, sülf (simgesi S)
Birleşik Kelimeler: kükürtatar, kükürt çiçeği, kükürtdioksit
KÜLTÜR (Kelime Kökeni: Fransızca culture)
-
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir. - Etem İzzet Benice
-
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü
Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir. - Salâh Birsel
-
Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi
Bir memlekette kitap kültürü ne kadar zenginse günlük konuşma da o kadar zengin olur. - Mehmet Kaplan
-
Bireyin kazandığı bilgi
Tarih kültürü kuvvetli bir kişi.
- Tarım
-
Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme
Mikrop cinsinden canlı bir varlığın muayyen bir ortam içinde çoğalmasına da kültür denilir. - Mehmet Kaplan
Birleşik Kelimeler: kültür akımı, kültür balıkçılığı, kültür bitkileri, kültür çevresi, kültürfizik, kültür göçü, kültür mantarı, kültür merkezi, kültür ortamı, kültür sarayı, kültür sitesi, kültür şoku, kültür uçurumu, kültür varlıkları, kültüre alma, popüler kültür, sözlü kültür, örgüt kültürü, yığın kültürü
SÜMTER
- Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday
SÜRTME
- Sürtmek işi
Birleşik Kelimeler: sürtme ağı
SÜRMEK
- Yönetip yürütmek, sevk etmek
-
Devam etmek
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. - Anayasa
-
Önüne katıp götürmek
Koyunları sürmek.
-
Uzatmak, ileri doğru itmek
Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Dokundurmak, değdirmek
Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor. - Refik Halit Karay
-
Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak
-
Herhangi bir durum içinde bulunmak
Dört duvar arasında bir memur hayatı sürüyordu. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Pulluk veya sabanla toprağı işlemek
Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi. - Ömer Seyfettin
-
Olmaya devam etmek
Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum. - Aka Gündüz
-
Zaman geçmek
Çok sürmez, her şey düzelir.
-
Zaman almak
Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü. - Ahmet Haşim
-
Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek
Bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, rutubetli toprakta bir bir arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı. - Refik Halit Karay
- Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- sürüp gelmek
- sürüp gitmek
Birleşik Kelimeler: süreduran, süredurum, süregelmek, sürer durum, kuyruksüren
TÜMSEK
-
Küçük tepe, tüm (II), tümbek
Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım. - Orhan Veli Kanık
-
Çıkıntılı yer, kabarıklık, şişkinlik
Bu uzun hayalden birdenbire önümde bir tümsek beni uyandırdı. - Halide Edip Adıvar
KÜRÜME
- Kürümek işi
KÜSLÜK
- Küs olma durumu, dargınlık
KÜSKÜT (Kelime Kökeni: Fransızca cuscute)
- Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki, şeytansaçı, bağboğan (Cuscuta)
SÜTLÜK
- Süt koymaya yarayan kap