PULLUKÇU ile Oluşan Kelimeler (PULLUKÇU Kelime Türetme)

PULLUKÇU harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. PULLUKÇU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Pullukçu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

PULLUKÇU18, PULUÇLUK18

6 Harfli Kelimeler

KULPLU12, PULLUK12, ÇULLUK11, ULULUK9

5 Harfli Kelimeler

PULUÇ14, PULLU11

4 Harfli Kelimeler

KULP9, UÇLU9, UÇUK9, KULU6

3 Harfli Kelimeler

KUP8, LUP8, PUL8, ÇUL7, ULU5, KUL4

2 Harfli Kelimeler

6

KUL

[isim]

  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]

  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]

  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

KULU

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

  • Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası

    Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz

  • Bir şeyin baş veya son noktası
  • Bir şeyin kenarı

    Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay

  • Dış kenar, periferi
  • Bir uzaklığın son noktası

    İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin başı, tepesi
  • Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde

[sıfat]

  • Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem

[tarih]

  • Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ucu (herhangi birine) dokunmak
  • ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
  • ucu bucağı yok (veya kayıp)
  • ucunda (bir şey) bulunmak
  • ucundan tutmak
  • ucunu bulmak
  • ucunu kaçırmak
  • ucu ortası belli olmamak
  • uç vermek

Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu

ÇUL (Kelime Kökeni: Arapça cūl)

[isim]

  • Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma

    Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu. - Ömer Seyfettin

  • Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü

    Ata çul örtmek.

[eskimiş]

  • Tekke mensuplarının büründüğü örtü

[teklifsiz konuşmada]

  • Giyim, giysi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çul içinde arslan yatar
  • çulu düzmek (veya düzeltmek)

Birleşik Kelimeler: çul çaput, çultutmaz

KUP (Kelime Kökeni: Fransızca coupe)

[isim]

  • Giysi kesimi, kesimle verilen biçim

[isim]

  • Dondurma ve sütlü tatlıların konulduğu kap

LUP (Kelime Kökeni: Fransızca loupe)

[isim]

  • Bir tür büyüteç

    Sol gözüne lupunu iliştirmiş, beyaz taş yüzüğü, bir türlü elinden bırakamıyordu. - Cahit Uçuk

PUL (Kelime Kökeni: Farsça pūl)

[isim]

  • Posta parası karşılığı mektup zarfı, kartpostallara ve damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası

    Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık

    Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı. - Halide Edip Adıvar

  • Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
  • Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
  • Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
  • Küçük ve ince tabakacıklar

[bitki bilimi]

  • Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri

[hayvan bilimi]

  • Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık

    Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • Akçeden küçük metal para

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pula dönmek
  • pul tutmak

Birleşik Kelimeler: pul biber, pul kanatlılar, pul koleksiyoncusu, pul koleksiyonculuğu, pul pul, pul şişe, para pul, damga pulu, denetim pulu, evren pulu, posta pulu, taksa pulu

ULULUK

[isim]

  • Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet

KULP (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri

    Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]

  • Uydurma sebep, bahane

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulp takmak
  • kulpunu bulmak

Birleşik Kelimeler: sepetkulpu

[isim]

  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

UÇLU

[sıfat]

  • Ucu olan, ucu çıkan

    Bu iki uçlu davanın ise bence bir tek hedefi vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Filtreli (sigara)

UÇUK

[sıfat]

  • Uçmuş, soluk

    Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Açık (renk)

    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa

  • Hafif, belirsiz

    Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Abartılı, çok yüksek, çok fazla

[mecaz]

  • Deli dolu

Birleşik Kelimeler: uçuk kaçık

[isim]

[tıp]

  • Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık

ÇULLUK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, eti için avlanan, uzun gagalı, göçmen bir kuş, bekas (Scolopax rusticola)

Birleşik Kelimeler: çapaçulluk, bataklık çulluğu, deniz çulluğu, kervan çulluğu, su çulluğu

PULLU

[sıfat]

  • Üzerine pul yapıştırılmış

    Pullu dilekçe.

  • Üzerine pul işlenmiş

    Pullu gece elbisesi.

  • Pulu olan

    Pullu cıvata. Pullu balık.

Birleşik Kelimeler: pullu sazan, allı pullu, telli pullu

KULPLU

[sıfat]

  • Kulpu olan, kulpu bulunan

    Kulplu bardak.

    Kulplu altın.

Birleşik Kelimeler: kulplu beygir