PUFLAMAK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
PUFLAMAK harflerini içeren 4 harfli 33 kelime bulunuyor. 4 harfli PUFLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
MUAF12,
KALA
-
Kaldığında
Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık. - Ahmet Haşim
LAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca lacca)
- Lak
- Yol üzerinde oluşan çukur
ALMA
- Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
- Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer
Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı
AMAL (Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)
- İşler, işlemler
Birleşik Kelimeler: amalierbaa
AKMA
- Akmak işi
- Reçine, çam sakızı, akındırık
Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı
KULA
- Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
-
Bu renkte olan (at)
Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin
- Manisa iline bağlı ilçelerden biri
KAMA
-
Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak
Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık
- Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
- Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı
-
Topun gerisini kapayan kapak
Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz
- Oyunda kazanılan her parti
- Oyunda sayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kama basmak
LAMA (Kelime Kökeni: Fransızca lama)
- Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan
- Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi
Birleşik Kelimeler: dalay lama
- Küçük maden veya cam şerit
MALA (Kelime Kökeni: Farsça māle)
- Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı
ULAK
-
Haberci
Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- ulak çıkarmak
Birleşik Kelimeler: özel ulak, el ulağı
KUMA
-
Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak
Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı. - Refik Erduran
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuma olmak
KAMU
- Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
-
Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş. - Haldun Taner
-
Hep, bütün
Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize - Yunus Emre
Birleşik Kelimeler: kamu davası, kamu denetçisi, kamu diplomasisi, kamu düzeni, kamu eczacısı, kamu görevlisi, kamu güvenliği, kamu hizmeti, kamu hukuku, kamu idaresi, kamu kesimi, kamu kurumu, kamuoyu, kamu personeli, kamu sağlığı, kamu sektörü, kamu tanrıcı, kamu yararı, kamu yönetimi
ULAM
-
Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, kategori
İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler. - Azra Erhat
- Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori
Birleşik Kelimeler: ulam ulam
APAK
- Bembeyaz
-
Çok ak bir biçimde
Sonunda uykuya dalınca, ay ışığı uyuyan denizcilerin mutlu yüzlerini apak aydınlattı. - Halikarnas Balıkçısı
KALP (Kelime Kökeni: Arapça ḳalb)
-
Göğüs orta boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kirli kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, yürek
Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Kalp hastalığı
Kalpten öldü.
- Sevgi, gönül
- Bir ülkenin, bir kuruluşun işleyiş, yönetim ve varlığını sürdürme bakımından en önde gelen yeri
-
Duygu, his
İnsanı tekrar, kalp ve fikir cennetine eriştirebilecek tek kudret kadındır. - Halide Edip Adıvar
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalbe (veya kalbine) doğmak
- kalbe dokunmak
- kalbe işlemek
- kalbi (veya kalbini) yerinden oynamak (veya fırlamak)
- kalbi ağzına gelmek
- kalbi boş olmak
- kalbi çarpmak
- kalbi dayanmamak
- kalbi dolu olmak
- kalbi ferahlamak
- kalbi kararmak
- kalbine girmek
- kalbine göre
- kalbine saplanmak
- kalbini açmak
- kalbini burmak
- kalbini çalmak
- kalbini doldurmak
- kalbini eritmek
- kalbini okumak
- kalbin yolu mideden geçer
- kalbi parçalanmak
- kalbi sıkışmak
- kalbi sızlamak
- kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur
- kalbi yırtılmak
- kalbiyle konuşmak
- kalp (veya kalbini) kazanmak (veya fethetmek)
- kalp (veya kalbini) kırmak
- kalp kalbe karşıdır
- kalp olmamak
Birleşik Kelimeler: kalp acısı, kalp ağrısı, kalp aksesi, kalp çarpıntısı, kalp çizgesi, kalp hastası, kalp kası, kalp krizi, kalp sektesi, kalp spazmı, kalp yarası, kalp yetmezliği, sekteikalp, suni kalp, yapay kalp, kalbi kırık, kalbiselim, kalbi temiz, açık kalp ameliyatı, kapalı kalp ameliyatı, kızkalbi
- Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalp etmek
-
Düzme, sahte, geçmez (para)
Aslı ile kalpı arasındaki farkı ancak o işin çilekeşleri bilir. - Orhan Veli Kanık
-
İşe yaramaz, tembel
Kalp adam.
-
Yalancı, kendine güvenilmeyen
Kalp herifin biri bu... - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalp olmak
Birleşik Kelimeler: kalp akçe, kalpazan