[isim]

[denizcilik]

• İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ

[sıfat]

• Karnı olan

• Karnı büyük ve çıkıntılı olan

[isim]

• Adana ilinden olan kimse

[isim]

• Kocaeli iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[bitki bilimi]

• Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir tür ekşi üzüm

[isim]

• Acar olma durumu

[zarf]

[alay yollu]

• Sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre, aklı sıra

  Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu. - Ayla Kutlu

[isim]

[halk ağzında]

• Sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu

[sıfat]

• Kancası olan

[isim]

[hayvan bilimi]

• Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı (Formica)

• Madenlerde, döküm sırasında arada hava kalmasından veya pastan ileri gelen ufak boşluk

Ata Sözleri ve Deyimler

• karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar
• karıncanın zevali gelince kanatlanır
• karıncayı bile ezmemek (veya incitmemek)

[sıfat]

• Kadını olan

[sıfat]

• Kalına yakın

  Amcam ise kıvırcık saçlı, biraz daha uzun, sağlam ve kalınca yapılı, yüz çizgileri çok güzel bir gençti. - Ayla Kutlu

[sıfat]

[matematik]

• Temel olarak on sayısını alan, aşar, aşari

[isim]

• Onda bir olarak alınan veya verilen ücret, komisyon

[isim]

[tarih]

• Toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi, öşür, aşar

[sıfat]

• Pek çok, çok sayıda olan

  Yüzlerce ilaç, onlarca yöntem hep bunu amaçlamıştı. - Elif Şafak

[zarf]

• (onla'rca) Onlara göre, onların düşüncesince

[isim]

[tarih]

• Ağaç ve toprakla yapılmış, hendekle çevrilmiş küçük hisar

  Hasan Paşa palankası civarındaki hanlara geldiklerinde eşkıya hücumuna uğradılar. - Falih Rıfkı Atay