PROFESÖRLÜK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

PROFESÖRLÜK harflerini içeren 4 harfli 39 kelime bulunuyor. 4 harfli PROFESÖRLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SÖRF17, ÖFKE16, FÜRS13, SÜLF13, FORS12, KÜFE12, ÖRÜK12, ÖLÜK12, EFOR11, FLOK11, FLOR11, FOLK11, KÖSE11, ÖKSE11, SÖKE11, SERF11, FRER10, KÖLE10, KÖRE10, KÜPE10, ÖREK10, PESO10, PÜRE10, RÖLE10, SPOR10, KESP9, PRES9, REPO9, SELP9, KREP8, LÜKS7, SÜRE7, EROS6, KÜRE6, KROS6, SKOR6, ÜLKE6, EKOL5, KLOR5

EKOL (Kelime Kökeni: Fransızca école)

[isim]

  • Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul

    Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız daha rahat anlaşırdık. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekol kurmak

KLOR (Kelime Kökeni: Fransızca chlore)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir element (simgesi Cl)

Birleşik Kelimeler: klor hidrat, klor hidrik asit, klorölçer

EROS (Kelime Kökeni: Fransızca érôs)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Ruhsal çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü

[isim]

  • Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı

KÜRE (Kelime Kökeni: Arapça kure)

[isim]

[matematik]

  • Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
  • Yeryüzü, dünya

    Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: küre kuşağı, ağır küre, ateş küre, düzlem küre, güney küre, hava küre, ışık küre, kuzey küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre, yerküre, gök küresi

[isim]

[madencilik]

  • Madenci ocağı, maden fırını

[isim]

  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

KROS (Kelime Kökeni: İngilizce cross)

[isim]

[spor]

  • Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu

SKOR (Kelime Kökeni: İngilizce score)

[isim]

[spor]

  • Sonuç
  • Sayı

ÜLKE

[isim]

  • Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket

    Artık vatan toprağı, Rumeli'deki hudutlarından Anadolu'daki hudutlarına kadar yekpare bir ülke olmuştur. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Devlet

    Vicdan hürriyetine riayet eden tek ülke Osmanlı İmparatorluğu idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir özelliği ön plana çıkarılarak düşünülen bölge

    Sonsuzluk ülkesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ülke açmak

Birleşik Kelimeler: ülkeler arası, ülkeler coğrafyası, başülke, eksen ülke, merkezî ülke, sanayi ülkesi, bağlantısız ülkeler, bloksuz ülkeler, üçüncü dünya ülkeleri

LÜKS (Kelime Kökeni: Fransızca luxe)

[isim]

  • Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat

    Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. - Necati Cumalı

[sıfat]

  • Gösterişli, şatafatlı olan

    Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • Gereksinim dışı olan

    Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Aşırı, fazla olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... lüksü olmamak

Birleşik Kelimeler: lüks baskı, lüks hayat, lüks koltuk, lüks mevki, lüks tarife

[isim]

[fizik]

  • Aydınlatma ölçü birimi
  • Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası

    Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: lüks lambası, lüksmetre

SÜRE

[isim]

  • Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet

    Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız. - Turan Oflazoğlu

Birleşik Kelimeler: süre aşımı, süreölçen, süreölçer, süre ölçümü, süre sonu, süreyazar, bir süre, ek süre, bekleme süresi, bekletme süresi

KREP (Kelime Kökeni: Fransızca crêpe)

[isim]

  • Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir tür ince kumaş

    Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

  • Yumurta, süt, un ile tavada kızartılarak yapılan, küçük yuvarlak tatlı veya tuzlu yiyecek

KESP (Kelime Kökeni: Arapça kesb)

[isim]

[eskimiş]

  • Kazanma

Birleşik Kelimeler: kesbetmek

PRES (Kelime Kökeni: Fransızca presse)

[isim]

[teknik]

  • İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
  • Üzüm, elma, zeytin vb. meyve ve sebzeleri sıkarak suyunu, yağını çıkarmakta kullanılan alet veya araç

[spor]

  • Baskı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pres yapmak

REPO

[isim]

[ekonomi]

  • Bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması
  • Faiz

SELP (Kelime Kökeni: Arapça selb)

[isim]

[eskimiş]

  • Zorla alma, kapma
  • Kaldırma, kaçırma, yok etme

Birleşik Kelimeler: selbetmek

FRER (Kelime Kökeni: Fransızca frère)

[isim]

  • Yabancılara ait okullarda görevli papaz

    Mektepte arkadaşlarına hükmeden frerlerden hiç korkmadı. - Ömer Seyfettin