PROBLEMSİZLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

PROBLEMSİZLİK harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli PROBLEMSİZLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PSİKOZ15, İZBİRO12, KOMPLE12, MİKROP12, MİBZER12, PROMİL12, SİLOPİ12, ZEMBİL12, BREZİL11, İZOMER11, MİLSİZ11, PİSLİK11, SPİKER11, SPİRİL11, SEPİLİ11, SEMBOL11, BİSMİL10, ERKSİZ10, İPEKLİ10, KREZOL10, LİRİZM10, PİRELİ10, PERİLİ10, RİZİKO10, REPLİK10, BİLMEK9, BESİLİ9, ESKİMO9, LİBERO9, RİZELİ9, BİRLİK8, BERİKİ8, BELLİK8, ESKRİM8, MİKSER8, SİLMEK8, SİLKME8, ERİKSİ7, İKİLEM7, KORELİ7, KİLİSE7, LİSELİ7, RİSKLİ7, SERİLİ7, SEKİLİ7

ERİKSİ

[sıfat]

  • Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi

İKİLEM

[isim]

[mantık]

  • İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
  • İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikilemde kalmak
  • ikileme düşmek

KORELİ

[isim]

  • Kore halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

KİLİSE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer

    Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş
  • Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilise direği gibi

Birleşik Kelimeler: kilise çanı, kilise hukuku, başkilise

LİSELİ

[sıfat]

  • Lisede okuyan (öğrenci)

RİSKLİ

[sıfat]

  • Riski olan

    Rastgele ve dağınık yeni bir oyun çatısı sunmak elbette riskli bir şeydi. - Haldun Taner

SERİLİ

[sıfat]

  • Serilmiş, yayılmış

    Yerde yumuşak kilimler serili geniş odasına bağdaş kurup yerleşiriz. - Azra Erhat

SEKİLİ

[sıfat]

  • Sekisi olan

BİRLİK

[isim]

  • Tek, bir olma durumu, vahdaniyet

    Tanrı'nın birliğine inanır.

  • Bir arada olma durumu, vahdet

    Türk milletinin birliği.

  • Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet

    Dil birliği. Ülkü birliği.

  • Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek

    Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.

[sıfat]

  • Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen

    Birlik cezve.

[askerlik]

  • Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk

    Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı. - Necati Cumalı

[edebiyat]

  • Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması

[felsefe]

  • Bölünmezliği içeren yalın bütün

[müzik]

  • En büyük değerdeki nota, dört dörtlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birlik olmak
  • birlikten kuvvet doğar

Birleşik Kelimeler: beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli

BERİKİ

[sıfat]

  • Beride olan

    Beriki ev.

[zamir]

  • Beride olan şey veya kimse

    Fakat berikiler onu işitmemiş gibi masaya oturdular. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: öteki beriki

BELLİK

[isim]

  • İşaret, marka
  • Ayraç

ESKRİM (Kelime Kökeni: Fransızca escrime)

[isim]

[spor]

  • Dürtücü kılıç, kesici kılıç ve delici kılıç adı verilen silahlarla yapılan spor, kılıç oyunu

MİKSER (Kelime Kökeni: İngilizce mixer)

[isim]

[teknik]

  • Çırpıcı
  • Karmaç

SİLMEK

[-i]

  • Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek

    Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak

    Türküler çağırarak tahta siliyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek

    Daktilo yanlışlarını iğneyle kazıyarak sildi.

  • Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek

[-i]

[-den]

  • Üzerini çizerek atmak, yok etmek

    Defterden adını silmişler.

[mecaz]

  • İlişkisini koparmak, yok saymak

[-i]

[-den]

[mecaz]

  • Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak

    Takımı sahadan silmek.

[mecaz]

  • Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek

    Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silip atmak
  • silip süpürmek

Birleşik Kelimeler: sil baştan

SİLKME

[isim]

  • Silkmek işi
  • İri doğranmış kabak, patlıcan vb. sebzelerle yapılan et yemeği

    Patlıcan silkmesi.

[spor]

  • Halterde ayakları açarak halteri önce omuz üstüne sonra baş üstüne, dirsekleri bükmeden kaldırma biçimi