PREZİDYUM Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
PREZİDYUM harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli PREZİDYUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
PRİZ11,
ERİM
-
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
El erimi. Göz erimi.
Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi
- Muştu
EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)
- Buyruk, komut, talimat, ferman
-
İstek
İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- emir almak
- emir altına almak
- emir vermek
- emrine girmek
- emrine vermek
Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri
- Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı
MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)
-
Geçerli
Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı
REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)
- Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu
DERİ
-
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa
-
Bu tabakadan yapılmış
Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı
- İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu
Ata Sözleri ve Deyimler
- derisi kemiklerine yapışmak
- derisine sığmamak
- derisini yüzmek
Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi
- Toplantı, düğün
- Pazar veya panayır kurulan gün, dernek
RUMİ (Kelime Kökeni: Arapça rūmī)
- Anadolu Selçuklularının üsluplaştırdıkları filiz, yaprak ve hayvan motiflerinden oluşmuş dolaşık süsleme
- Anadolu ile ilgili, Anadolu'ya bağlı, Anadolu'da yaşayan
- Bizans İmparatorluğu'na ve bu imparatorluğun egemenliği altındaki kimselere ilişkin
Birleşik Kelimeler: Rumi takvim
UMRE (Kelime Kökeni: Arapça ʿumre)
- Hac mevsimi dışında Kâbe'yi ve Mekke'nin öbür kutsal yerlerini ziyaret etme
EDİM
-
Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil
Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz. - Melih Cevdet Anday
- İnsan davranışı
- Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz
- Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış
Birleşik Kelimeler: edim bilimi
MİDE (Kelime Kökeni: Arapça miʿde)
- Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği; omurgasız hayvanlarda ise sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
- Karın, karın bölgesi
- Yemek yeme isteği
Ata Sözleri ve Deyimler
- mide (veya midesini) bulandırmak
- midesi almamak (veya kaldırmamak veya kabul etmemek veya götürmemek)
- midesi bulanmak
- midesi ekşimek (veya kaynamak veya yanmak)
- midesi ezilmek (veya kazınmak)
- mideye indirmek
- mideye oturmak
- mideyi bastırmak
Birleşik Kelimeler: mide ağzı, mide fesadı, mide kapısı, mide spazmı
RİZE
- Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
DİYE
- Herhangi bir yargıya vararak
- Niteleyerek
-
Diyerek
Güneş yakmasın diye onun güzel başını/ Gördüm siper olurken iki arkadaşını - Faruk Nafiz Çamlıbel
DEYİ
- Dil, söz, işaret, mimik vb. anlatım araçlarının bütünü, logos
- Hristiyan felsefesinde Tanrı kelamını insanlara ulaştıran oğul, logos
Birleşik Kelimeler: ön deyi
MUDİ (Kelime Kökeni: Arapça mūdiʿ)
- Bankaya para yatıran kimse
- Emanet bırakan kimse
PİRE
- Pireler takımından, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)
Ata Sözleri ve Deyimler
- pire gibi
- pire için yorgan yakmak
- pireye kızıp yorgan yakmak
- pireyi deve yapmak
- pireyi gözünden vurmak
Birleşik Kelimeler: pirekapan, pirekıran, pire otu, su piresi
PERİ (Kelime Kökeni: Farsça perī)
-
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
Acaba böyle bir meraka uymak perilere karşı gelmek midir? - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Çok güzel, alımlı, becerikli kadın
Ata Sözleri ve Deyimler
- peri gibi
- perileri bağdaşmak
- perisi hoşlanmamak
Birleşik Kelimeler: peribacası, peri hastalığı, peri masalı, peri masası, peri oyunu, peri piramidi, ilham perisi, iyilik perisi, superisi