[isim]

[teknik]

• İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere

• Üzüm, elma, zeytin vb. meyve ve sebzeleri sıkarak suyunu, yağını çıkarmakta kullanılan alet veya araç

[spor]

• Baskı

Ata Sözleri ve Deyimler

• pres yapmak

[isim]

• Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan

  Hanedan prenslere dair başka hatıram yoktu. - Falih Rıfkı Atay

• Bir prensliğin başında bulunan kimse

• Bazı ülkelerde en yüksek soyluluk unvanı

[sıfat]

• Sıkıştırılmış, sıkılmış olan

[isim]

[müzik]

• Ses ve çalgı ile ilgili bir kompozisyona girişi sağlayan yazılı veya doğaçtan olan müzik parçası

[zarf]

[müzik]

• Çabuk, çok çabuk bir tempo ile

[isim]

• Bu tempo ile çalınan müzik parçası

[isim]

• Prens olma durumu

• Prensin görevi

• Bir prensin yönetiminde olan ülke

[isim]

• Hükümdar ailesinden olan kadın veya kızlara verilen unvan

  Yengem, ağzındaki lokmayla beraber, prensesten hiç de iyi haberler almadığını geveliyor. - Yusuf Ziya Ortaç

• Hükümdar karısı

[isim]

• Presle sıkıştırma

• Kumaşları basınç altında tutarak yapılan işlem

[sıfat]

• Presbitliğe uğramış (göz veya kimse)

[isim]

• Pres kullanan kimse

[-i]

• Presle sıkıştırmak

[isim]

• Preslenmek işi

[sıfat]

• `Tanıtmak` anlamındaki prezante etmek birleşik fiilinde geçen bir söz

  Şu prezante ettikleri Bay Ahmet Müslim, hiç Türk'e benzemiyor. - Aka Gündüz

[nesnesiz]

• Presleme işi yapılmak

[isim]

• Prenses olma durumu

• Prensesin görevi