POLİMERLEŞMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

POLİMERLEŞMEK harflerini içeren 7 harfli 32 kelime bulunuyor. 7 harfli POLİMERLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PEKİŞME15, EMPRİME13, EMPİRME13, POLEMİK13, POLİMER13, EPRİMEK12, EMİŞMEK12, İPLEMEK12, KEREMPE12, MELEŞME12, ERİŞMEK11, EŞLEMEK11, EŞİLMEK11, EKLEŞME11, ELLEŞME11, İŞLEMEK11, KELEPİR11, KEŞLEME11, MEŞELİK11, ŞEKERİM11, ELLİŞER10, ŞEKERLİ10, EMİLMEK9, EMLEMEK9, İMLEMEK9, KEMİRME9, MELEMEK9, EKLEMLİ8, ELLEMEK8, KİLLEME8, KEMERLİ8, İLERLEK7

İLERLEK

[sıfat]

  • İlerlemiş, ileriye varmış

EKLEMLİ

[sıfat]

  • Eklemi olan

ELLEMEK

[-i]

  • Elle dokunmak

    Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

KİLLEME

[isim]

  • Killemek işi

KEMERLİ

[sıfat]

  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

  • Kemer biçiminde olan

    Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Kavisli olan

    Kemerli burun.

EMİLMEK

[nesnesiz]

  • Emme işine konu olmak

EMLEMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • İlaç sürmek, ilaç vermek

İMLEMEK

[-i]

  • İm koymak, imle göstermek
  • Dolayısıyla anlatmak, ima etmek

    Bu tür kısaltmalar, adları geçenlerin, yakından tanıdığımız kişiler olduğunu imler. - Tomris Uyar

KEMİRME

[isim]

  • Kemirmek işi

    Toprak suyu, susuzluk bizleri kemirmede / Gitgide engin deniz bir çanağa girmede - Faruk Nafiz Çamlıbel

MELEMEK

[nesnesiz]

  • Koyun, kuzu veya keçi bağırmak

ELLİŞER

[sıfat]

  • Elli sıfatının üleştirme sayı sıfatı

    Her biri ellişer, yüzer kilo gelen hatta daha ağırlarını kasaba çarşılarında satılırken gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Her defasında ellisi bir arada olan, her birine elli

ŞEKERLİ

[sıfat]

  • İçinde şeker bulunan
  • Lezzetli, tatlı

    Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: şekerli kahve, orta şekerli

ERİŞMEK

[-e]

  • Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak

    Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş. - Necati Cumalı

  • Bir yere ulaşmak, varmak

    Boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak

    Yemişler bu yıl çabuk erişti.

[nesnesiz]

  • Zaman gelip çatmak

    Vakit erişti. Bahar erişti.

EŞLEMEK

[-i]

  • Benzer iki şeyi bir araya getirmek

[sinema]

[televizyon]

  • Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak