PİŞMANİYECİLİK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

PİŞMANİYECİLİK harflerini içeren 7 harfli 35 kelime bulunuyor. 7 harfli PİŞMANİYECİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PEŞİNCİ17, İPLİCİK14, İŞLEMCİ14, PALMİYE14, EŞKİNCİ13, İŞLEYİM13, İNCELİŞ13, KLİŞECİ13, ŞEKİLCİ13, YEMİŞLİ13, EKİPMAN12, İNLEYİŞ12, MANİPLE12, YEKİNİŞ12, YENİLİŞ12, AKPELİN11, İLİŞMEK11, KİLİMCİ11, MİNİCİK11, NAİPLİK11, PELİKAN11, EŞKİNLİ10, İKİNCİL10, İNCELİK10, İLİŞKİN10, İLİŞKEN10, İMANİYE10, NİCELİK10, YEMİNLİ10, CANİLİK10, NAKLİYE9, YENİLİK9, İNİLMEK8, KAMİLEN8, MİNKALE8

İNİLMEK

[nesnesiz]

  • İnme işi yapılmak

    İstanbul'a vapurla, parayla inilir. - Sait Faik Abasıyanık

KÂMİLEN (Kelime Kökeni: Arapça kāmilen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Büsbütün, toptan

    Caminin methali, minberi, kâmilen siyah matem bayraklarıyla kaplı. - Attila İlhan

MİNKALE (Kelime Kökeni: Arapça minḳale)

[isim]

[eskimiş]

[matematik]

  • İletki

NAKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça naḳliyye)

[isim]

  • Taşıma işi
  • Taşıma ücreti, taşımalık

Birleşik Kelimeler: vesaitinakliye

YENİLİK

[isim]

  • Yeni olma durumu
  • Yeni olan bir şeyin özelliği
  • Eskimiş, zararlı veya yetersiz sayılan şeyleri yeni, yararlı ve yeterli olanlarıyla değiştirme, teceddüt

    Makine yağının kokusunu, yeniliklerin çürümeye bırakılmasının hüznünü ilk kez o araçta oynarken duydum. - Cahit Külebi

  • Yenileşim

    Amatörler çoğu kez yeniliklerde, yeni yorumlarda, denemede daha başarılıdırlar. - Metin And

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yenilik yapmak

Birleşik Kelimeler: yenilik korkusu

EŞKİNLİ

[sıfat]

  • Hızlı ve düzenli giden (at)

İKİNCİL

[sıfat]

  • Sırada önem bakımından ikinci derecede olan, tali, sekunder

    Savaş cehennemine bizzat tanık olmuş bir adam için, bu hedefin dışında her şey ikincil kalıyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: ikincil grup

İNCELİK

[isim]

  • İnce olma durumu
  • İnce davranış gösterme, kibarlık, zarafet, nezaket

    Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir işin herkesçe görülemeyen nitelikleri

    Bir sihirbaz inceliği ile başlayan iş, bir hamal kabalığı ile bitirilmeli ki neticeye aklı ersin. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Ayrıntı

    Necati'ye vaziyeti bütün inceliğiyle anlattım. - Orhan Kemal

İLİŞKİN

[sıfat]

  • İlgisi, ilişiği olan, bağlı, ilgili, ait, merbut, müteallik

    Dikkatle yüzüne bakıyorum ama beni suçladığına ilişkin hiçbir belirti göremiyorum. - Ahmet Ümit

İLİŞKEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Deniz dibinde batık ve atıkların oluşturduğu tabaka

İMANİYE (Kelime Kökeni: Arapça īmāniyye)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • İnancılık

NİCELİK

[isim]

  • Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite

    Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü. - Metin And

  • Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları
  • Genellikle sayılabilen, toplamı doğrudan sayı olarak belirtilebilen genel özellik

YEMİNLİ

[sıfat]

  • Açıklamasını yemin ederek yapan

    Yeminli tanık.

  • Bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yemin etmiş kimse
  • Bazı mesleklerde işini doğru yapacağına dair noter veya odalardan onay almış olan (kimse)

CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)

[isim]

  • İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
  • Yaşama, hayat

    Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin

  • Güç, dirilik

    Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal

  • Kişi, birey

    Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay

  • İnsanın kendi varlığı, özü

    Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet

  • Gönül

    Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan

  • Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi

    Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

  • Çok içten, sevimli, sevilen, şirin

    Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cana (veya canına) can katmak
  • cana gelecek mala gelsin
  • cana kıymak
  • can alacak nokta (veya yer)
  • can alıp can vermek
  • cana minnet saymak (veya bilmek)
  • can atmak
  • can başına sıçramak
  • can baş üstüne
  • can beslemek
  • can boğazdan gelir (veya geçer)
  • can borcunu ödemek
  • can bostanda bitmez
  • can bulmak
  • can cana, baş başa
  • can candan şirindir (veya tatlıdır)
  • can canın yoldaşıdır
  • can cümleden aziz
  • can çekişmek
  • can çekişmektense ölmek yeğdir
  • can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
  • candan geçmek
  • can dayanmamak
  • can derdinde olmak
  • can derdine düşmek
  • can gelmek
  • canı acımak
  • canı ağzına (veya boğazına) gelmek
  • canı bayılmak
  • canı burnuna (veya burnundan) gelmek
  • canı burnundan çıkmak
  • canı cana ölçmek
  • canı canına (veya içine) sığmamak
  • canı cehenneme
  • canı çekilmek
  • canı çekmek
  • canı çıkasıca
  • canı çıkmak
  • canı çıksın!
  • canı gelip gitmek
  • canı gelmek
  • canı gibi sevmek
  • canı gitmek
  • canı ile oynamak
  • canı ile uğraşmak
  • canı istemek
  • canı isterse
  • canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
  • canım
  • canım ciğerim
  • canım dese canın çıksın diyor sanmak
  • canımın içi
  • canımı sokakta bulmadım
  • canına acımamak
  • canına değmek
  • canına ezan okumak
  • canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
  • canına kastetmek
  • canına kıymak
  • canına minnet (olmak)
  • canına okumak
  • canına rahmet
  • canına susamak
  • canına tak demek (veya etmek)
  • canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
  • canına yandığım (veya yandığımın)
  • canına yetmek
  • canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
  • canından geçmek
  • canını acıtmak
  • canını almak
  • canını bağışlamak
  • canını burnundan getirmek
  • canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
  • canını çıkarmak
  • canını dar atmak
  • canını dişine almak (veya takmak)
  • canının derdine düşmek
  • canının içine sokacağı gelmek
  • canını sıkmak
  • canını sokakta bulmamak
  • canını vermek
  • canını yakmak
  • canın isterse
  • canı sağ olsun!
  • canı sıkılmak
  • canı yanan eşek, attan yüğrük olur
  • canı yanmak
  • canı yerine gelmek
  • canı yok mu?
  • can kalmamak
  • can kaygısına düşmek
  • canlar!
  • can olmak
  • can sıkmak
  • can vermek
  • can yakmak

Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan

AKPELİN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Pelin