PİŞMANİYECİLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

PİŞMANİYECİLİK harflerini içeren 6 harfli 60 kelime bulunuyor. 6 harfli PİŞMANİYECİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PİŞMEK14, PİŞMAN14, İPİNCE13, PİŞKİN13, PENCİK13, NEYMİŞ12, PİYALE12, PEKİYİ12, YELPİK12, AMİPLİ11, İYİCİL11, YENİCİ11, CEYLAN11, APLİKE10, ALŞİMİ10, ALEMCİ10, İPEKLİ10, İLİŞİM10, İLİŞME10, MİNECİ10, MANİCİ10, NAMECİ10, NEMCİL10, PİLAKİ10, ŞİMALİ10, ŞEMAİL10, ACİLEN9, EKİNCİ9, EKŞİLİ9, İNİŞLİ9, İŞKİNE9, İKİNCİ9, İLMİYE9, İLENİŞ9, İLİŞİK9, İLİŞKİ9, İLKECİ9, KALECİ9, KAŞELİ9, MALİYE9, NİAMEY9, ŞİKELİ9, ŞİİLİK9, ŞENLİK9, YEMLİK9, AKLİYE8, İYELİK8, İYİLİK8, KİNAYE8, ANEMİK7, İNİLME7, İNMELİ7, İKİLEM7, KEMANİ7, LİMAKİ7, MİKAİL7, MİNELİ7, MALİKİ7, MAKİNE7, İLİNEK6

İLİNEK

[isim]

[felsefe]

  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)

[sıfat]

[tıp]

  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner

İNİLME

[isim]

  • İnilmek işi

İNMELİ

[sıfat]

  • Bir tarafında inme bulunan, mefluç

    Hastanın sağ tarafı inmeli. - Peyami Safa

İKİLEM

[isim]

[mantık]

  • İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
  • İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikilemde kalmak
  • ikileme düşmek

KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

LİMAKİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Ayakkabıcılıkta kullanılan küçük eğe

MİKÂİL (Kelime Kökeni: Arapça mīkāʾīl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı buyruğu ile, insanların rızkını dağıtmakla ve doğa olaylarının gerçekleşmesini sağlamakla görevli melek

MİNELİ

[sıfat]

  • Mine ile süslenmiş

    Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

MALİKİ (Kelime Kökeni: Arapça mālikī)

[isim]

[din bilgisi]

  • İslamiyette dört Sünni mezhepten biri
  • Bu mezhepten olan kimse

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)

[isim]

[teknik]

  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

  • Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması

    Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

[halk ağzında]

  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi

AKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyye)

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

  • Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu

    Akliye hekimi.

  • Akıl hastalıkları ile ilgili hastane bölümü

[felsefe]

[toplum bilimi]

  • Akılcılık

İYELİK

[isim]

  • Sahiplik

Birleşik Kelimeler: iyelik eki, iyelikli tamlama, katmerli iyelik

İYİLİK

[isim]

  • İyi olma durumu, salah
  • Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet

    Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı. - Cahit Uçuk

  • Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik

    İyilik haberlerinizi aldım.

  • Yarar veya elverişlilik, nimet

    Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum. - Kemal Bilbaşar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı
  • iyiliği dokunmak
  • iyilik bilmek
  • iyilik eden iyilik bulur
  • iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir
  • iyilik etmek
  • iyilik görmek
  • iyilik iki baştan olur

Birleşik Kelimeler: iyilikbilir, iyilikbilmez, iyilik güzellik, iyilik perisi, iyilik sağlık, iyiliksever

KİNAYE (Kelime Kökeni: Arapça kināye)

[isim]

  • Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz

    Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz

    Demek lokantadaki kinayeler hep ona karşıydı. Aleyhine bir şeyler kuruluyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[edebiyat]

  • Bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatı